Ex İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
“Ex” kelimesinin Türkçe anlamı: “Önceki, eski, dışında, dışarıda”
Örnek cümleler:
- I used to work for an ex-employer. (Eski işverenim için çalışırdım.)
- The ex-president will give a speech at the conference. (Eski başkan konferansta bir konuşma yapacak.)
- I have ex-classmates who are now successful businessmen. (Şimdi başarılı iş adamları olan eski sınıf arkadaşlarım var.)
- She was exasperated by the constant noise. (Sürekli gürültüden dolayı sinirleri bozulmuştu.)
- The package was ex gratia, so I didn’t have to pay for it. (Paket, ödeme yapmam gerekmeyecek şekilde verildi.)
- My ex-husband and I are still on good terms. (Eski kocamla hala iyi ilişkilerimiz var.)
- The ex-boyfriend showed up at the party uninvited. (Eski erkek arkadaş, davetsiz olarak partiye geldi.)
- The ex-convict was having a hard time finding a job. (Eski mahkum iş bulmakta zorlanıyordu.)
- The ex-pat was happy to be back in his home country. (Yurtdışındaki yaşayan kişi memleketine dönmekten mutluydu.)
- She had an ex-boyfriend who was a famous actor. (Ünlü bir aktör olan eski bir erkek arkadaşı vardı.)
- The ex-employee sued the company for wrongful termination. (Eski çalışan, haksız şekilde işten çıkarıldığı için şirkete dava açtı.)
- The ex-serviceman was honored for his bravery. (Eski asker cesareti için onurlandırıldı.)
- The ex-convict was rehabilitated and became a successful businessman. (Eski mahkum rehabilite edildi ve başarılı bir iş adamı oldu.)
- The ex-president’s memoir was a best-seller. (Eski başkanın anı kitabı en çok satanlar arasındaydı.)
- The ex-teacher was now a full-time writer. (Eski öğretmen şimdi tam zamanlı bir yazar.)
- The ex-girlfriend didn’t want to talk to him. (Eski kız arkadaşı onunla konuşmak istemedi.)
- The ex-convict had a hard time adjusting to life outside of prison. (Eski mahkum, hapishane dışındaki hayata uyum sağlamakta zorlanıyordu.)
- The ex-pat missed the food from his adopted country. (Yurtdışında yaşayan kişi, evlat edindiği ülkenin yemeklerini özlemişti.)
- The ex-student was now a successful lawyer. (Eski öğrenci şimdi başarılı bir avukattı.)
- The ex-employee was rehired after proving his innocence. (Eski çalışan masumiyetini kanıtladıktan sonra tekrar işe alındı.)
“Ex” kelimesinin Türkçe anlamı: “Önceki, eski, dışında, dışarıda”
Örnek cümleler:
- My ex-boss was very demanding. (Eski patronum çok talepkardı.)
- The ex-prisoner was finally released after serving his sentence. (Eski mahkum cezasını çektikten sonra sonunda serbest bırakıldı.)
- The ex-wife and I share custody of our children. (Eski eşimle çocuklarımızın velayetini paylaşıyoruz.)
- The ex-employee was bitter about being laid off. (Eski çalışan işten çıkarıldığı için içerlemişti.)
- He regretted cheating on his ex-girlfriend. (Eski kız arkadaşını aldattığına pişman oldu.)
- The ex-patient had a follow-up appointment with the doctor. (Eski hasta doktorla takip randevusuna gitti.)
- The ex-boyfriend sent her a bouquet of flowers as an apology. (Eski erkek arkadaşı özür dilemek için ona bir çiçek buketi gönderdi.)
- The ex-husband was responsible for paying alimony. (Eski koca nafaka ödeme sorumluluğundaydı.)
- The ex-employee was fired for stealing from the company. (Eski çalışan şirketten çalmak suçundan dolayı işten çıkarıldı.)
- The ex-president’s legacy was still debated by historians. (Eski başkanın mirası hala tarihçiler tarafından tartışılıyordu.)
- The ex-girlfriend moved to another city after the breakup. (Eski kız arkadaşı ayrılıktan sonra başka bir şehre taşındı.)
- The ex-convict struggled to find housing due to his criminal record. (Eski mahkum, suç kaydı nedeniyle konut bulmakta zorlandı.)
- The ex-student returned to college to pursue a graduate degree. (Eski öğrenci yüksek lisans yapmak için üniversiteye geri döndü.)
- The ex-employee was offered a severance package. (Eski çalışana tazminat paketi teklif edildi.)
- The ex-pat had to adjust to a new culture when he moved abroad. (Yurt dışına taşınan eski yerleşik, yeni bir kültüre uyum sağlamak zorunda kaldı.)
- The ex-spouse received half of the couple’s assets in the divorce settlement. (Eski eş, boşanma anlaşmasında çiftin varlıklarının yarısını aldı.)
- The ex-employee was reprimanded for being late to work. (Eski çalışan, işe geç kaldığı için uyarıldı.)
- The ex-girlfriend was heartbroken when he started dating someone else. (Eski kız arkadaşı, başka biriyle çıkmaya başladığında kalbi kırılmıştı.)
- The ex-convict was grateful for the second chance. (Eski mahkum ikinci bir şans için minnettar oldu.)
- The ex-husband had to
Hemen Yorum Yaz