Exacerbated İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Exacerbated İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Exacerbated Nedir?

Exacerbated, “kötüleşmiş”, “şiddetlenmiş” veya “ağırlaşmış” anlamlarına gelen bir sıfattır. Bir durumun, sorunun veya hastalığın daha kötü hale gelmesi anlamında kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. The pandemic has exacerbated the economic crisis in many countries. (Pandemi, birçok ülkedeki ekonomik krizi kötüleştirdi.)
  2. Her anxiety was exacerbated by her fear of flying. (Uçma korkusu, endişesini daha da kötüleştirdi.)
  3. The lack of rainfall has exacerbated the drought in the region. (Yağış eksikliği, bölgedeki kuraklığı şiddetlendirdi.)
  4. The pollution has exacerbated the health problems of the residents. (Kirlilik, yerlilerin sağlık sorunlarını kötüleştirdi.)
  5. The noise from the construction site exacerbated her headache. (İnşaat alanındaki gürültü, baş ağrısını şiddetlendirdi.)
  6. His insensitive comments only exacerbated the situation. (Duyarsız yorumları sadece durumu kötüleştirdi.)
  7. The teacher’s harsh criticism exacerbated the student’s self-doubt. (Öğretmenin sert eleştirileri, öğrencinin kendine olan güvensizliğini kötüleştirdi.)
  8. The government’s mishandling of the crisis exacerbated the public’s frustration. (Hükümetin krizi yanlış yönetmesi, halkın hayal kırıklığını artırdı.)
  9. The company’s layoffs exacerbated the already high unemployment rate. (Şirketin işten çıkarmaları, zaten yüksek olan işsizlik oranını artırdı.)
  10. The harsh winter weather exacerbated the homeless population’s suffering. (Sert kış hava koşulları, evsiz nüfusun acısını artırdı.)
  11. The new medication exacerbated the patient’s side effects. (Yeni ilaç, hastanın yan etkilerini şiddetlendirdi.)
  12. The lack of access to healthcare exacerbated the health disparities in the community. (Sağlık hizmetlerine erişim eksikliği, toplumda sağlık eşitsizliklerini kötüleştirdi.)
  13. The political turmoil exacerbated the country’s economic instability. (Politik çalkantılar, ülkenin ekonomik istikrarsızlığını kötüleştirdi.)
  14. The heatwave exacerbated the forest fires in the region. (Sıcak hava dalgası, bölgedeki orman yangınlarını şiddetlendirdi.)
  15. The company’s bankruptcy exacerbated the financial struggles of its employees. (Şirketin iflası, çalışanlarının mali zorluklarını kötüleştirdi.)
  16. The pandemic exacerbated the mental health challenges faced by many people. (Pandemi, birçok insanın karşılaştığı zihinsel sağlık zorluklarını kötüleştirdi.)
    17
  1. The use of pesticides exacerbated the decline of bee populations. (Pestisit kullanımı, arı popülasyonlarının azalmasını şiddetlendirdi.)
  2. The high levels of stress exacerbated her health condition. (Yüksek stres seviyeleri, sağlık durumunu kötüleştirdi.)
  3. The constant noise from the construction site exacerbated the residents’ annoyance. (İnşaat alanından gelen sürekli gürültü, yerlilerin rahatsızlığını artırdı.)
  4. The lack of sleep exacerbated his irritability and mood swings. (Uyku eksikliği, sinirliliğini ve ruh hallerindeki değişkenliği şiddetlendirdi.)

Türkçe karşılıkları:

  1. Pandemi, birçok ülkedeki ekonomik krizi kötüleştirdi.
  2. Uçma korkusu, endişesini daha da kötüleştirdi.
  3. Yağış eksikliği, bölgedeki kuraklığı şiddetlendirdi.
  4. Kirlilik, yerlilerin sağlık sorunlarını kötüleştirdi.
  5. İnşaat alanındaki gürültü, baş ağrısını şiddetlendirdi.
  6. Duyarsız yorumları sadece durumu kötüleştirdi.
  7. Öğretmenin sert eleştirileri, öğrencinin kendine olan güvensizliğini kötüleştirdi.
  8. Hükümetin krizi yanlış yönetmesi, halkın hayal kırıklığını artırdı.
  9. Şirketin işten çıkarmaları, zaten yüksek olan işsizlik oranını artırdı.
  10. Sert kış hava koşulları, evsiz nüfusun acısını artırdı.
  11. Yeni ilaç, hastanın yan etkilerini şiddetlendirdi.
  12. Sağlık hizmetlerine erişim eksikliği, toplumda sağlık eşitsizliklerini kötüleştirdi.
  13. Politik çalkantılar, ülkenin ekonomik istikrarsızlığını kötüleştirdi.
  14. Sıcak hava dalgası, bölgedeki orman yangınlarını şiddetlendirdi.
  15. Şirketin iflası, çalışanlarının mali zorluklarını kötüleştirdi.
  16. Pandemi, birçok insanın karşılaştığı zihinsel sağlık zorluklarını kötüleştirdi.
  17. Pestisit kullanımı, arı popülasyonlarının azalmasını şiddetlendirdi.
  18. Yüksek stres seviyeleri, sağlık durumunu kötüleştirdi.
  19. İnşaat alanından gelen sürekli gürültü, yerlilerin rahatsızlığını artırdı.
  20. Uyku eksikliği, sinirliliğini ve ruh hallerindeki

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.