Eviscerate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Eviscerate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Eviscerate İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: Eviscerate kelimesi “iç organları çıkarmak” anlamına gelir.

  1. The surgeon had to eviscerate the patient’s intestines to remove the tumor. (Cerrah, tümörü çıkarmak için hastanın bağırsaklarını boşaltmak zorunda kaldı.)
  2. The hunter eviscerated the deer and left the carcass in the forest. (Avcı, geyiğin iç organlarını çıkardı ve leşi ormanda bıraktı.)
  3. The chef eviscerated the fish before cooking it. (Aşçı, balığı pişirmeden önce iç organlarını çıkardı.)
  4. The soldier’s grenade eviscerated the enemy tank. (Askerin el bombası, düşman tankının içini boşalttı.)
  5. The autopsy revealed that the victim’s throat had been eviscerated. (Otopsi, kurbanın boğazının içini boşaltıldığını ortaya çıkardı.)
  6. The pirate threatened to eviscerate the captive if he did not give up the location of the treasure. (Korsan, hazine yerini vermezse tutsağı iç organlarını çıkarmakla tehdit etti.)
  7. The butcher eviscerated the pig before selling it. (Kasap, satmadan önce domuzu iç organlarını çıkardı.)
  8. The bomb eviscerated the building, leaving only rubble. (Bomba, binayı iç organlarını boşaltarak, sadece enkaz bıraktı.)
  9. The archaeologists eviscerated the mummy to study its insides. (Arkeologlar, içini incelemek için mumyayı boşalttılar.)
  10. The artist created a sculpture that appeared to have been eviscerated. (Sanatçı, içi boşaltılmış gibi görünen bir heykel yaptı.)
  11. The snake eviscerated its prey before consuming it. (Yılan, avını yemeden önce iç organlarını çıkardı.)
  12. The fisherman eviscerated the fish on the boat before throwing it back into the water. (Balıkçı, balığı teknenin üzerinde içini boşaltarak suya geri attı.)
  13. The dragon’s fire eviscerated the castle, leaving nothing but ashes. (Ejderhanın ateşi, kaleyi içini boşaltarak, sadece külleri bıraktı.)
  14. The storm eviscerated the coastline, destroying homes and businesses. (Fırtına, sahil şeridini içini boşaltarak, evleri ve işletmeleri yok etti.)
  15. The surgeon carefully eviscerated the organ to avoid damaging the surrounding tissues. (Cerrah, çevre dokulara zarar vermemek için dikkatlice iç organları çıkardı.)
  16. The coyote eviscerated the rabbit before eating it. (Kurt, tavşanı yemeden önce içini boşalttı.)
  17. The explosion eviscerated the tree, leaving only the trunk standing. (
  1. The soldier had to eviscerate the enemy’s body to search for hidden weapons. (Asker, gizli silahları aramak için düşmanın bedenini içini boşaltmak zorunda kaldı.)
  2. The farmer eviscerated the chicken before plucking it. (Çiftçi, tavuğu tüylerini yolmadan önce içini boşalttı.)
  3. The shark eviscerated the seal in one swift bite. (Köpek balığı, hızlı bir ısırıkla foku içini boşaltarak öldürdü.)

Türkçe Karşılıkları: iç organlarını çıkarmak, boşaltmak, boşaltılmış, içi boşaltılmış, boşuna çıkarmak, içini boşaltarak öldürmek, içini boşaltarak yemek, iç organları boşaltılmış, boşaltma işlemi, içini boşaltarak geri döndürmek, içini boşaltarak yok etmek, çevre dokulara zarar vermemek için içini boşaltmak, iç organlarını çıkarmak için düşmanın bedenini açmak, tüylerini yolmadan önce içini boşaltmak, hızlı bir ısırıkla içini boşaltarak öldürmek.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.