Estranged İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Estranged İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Estranged Nedir?

Estranged, genellikle aile veya yakın arkadaşlar gibi yakın ilişkileri kopmuş veya soğumuş kişiler için kullanılan bir kelime. Türkçe karşılığı “ayrılmış” veya “soğumuş” şeklinde ifade edilebilir.

Örnek Cümleler:

  1. My sister and I have been estranged for years. (Kardeşimle yıllardır ayrıldık.)
  2. His estranged wife is asking for alimony. (Eşinden ayrılmış olan karısı nafaka istiyor.)
  3. She felt estranged from her classmates after moving to a new school. (Yeni bir okula taşındıktan sonra sınıf arkadaşlarından uzak hissetti.)
  4. The singer’s estranged father made a surprise appearance at the concert. (Şarkıcının ayrıldığı babası konserde sürpriz bir şekilde ortaya çıktı.)
  5. John’s estranged brother called him out of the blue. (John’un ayrıldığı kardeşi ansızın onu aradı.)
  6. The estranged couple was finally able to come to a custody agreement. (Ayrılmış olan çift nihayet velayet anlaşmasına vardı.)
  7. He felt estranged from his own thoughts and emotions. (Kendi düşünceleri ve duygularından uzak hissetti.)
  8. The movie tells the story of an estranged father and son reconnecting. (Film, uzaklaşmış bir baba ve oğlun yeniden birleşme hikayesini anlatıyor.)
  9. Sarah’s estranged aunt showed up at her doorstep unexpectedly. (Sarah’nın ayrıldığı teyzesi beklenmedik bir şekilde kapısında belirdi.)
  10. The family tried to reconcile with their estranged relative during the holidays. (Aile, tatil boyunca ayrılmış olan akrabalarıyla barışmaya çalıştı.)
  11. He had become estranged from his own identity. (Kendi kimliğinden uzaklaşmıştı.)
  12. The estranged friends reunited after a long time apart. (Ayrıldıktan uzun süre sonra, ayrılmış olan arkadaşlar yeniden bir araya geldi.)
  13. The couple’s estranged daughter refused to attend their wedding. (Çiftin ayrıldığı kızı düğünlerine katılmayı reddetti.)
  14. He felt estranged from his own culture after living abroad for so long. (Uzun süre yurt dışında yaşadıktan sonra kendi kültüründen uzak hissetti.)
  15. The estranged siblings had to work together to settle their late father’s estate. (Ayrılmış kardeşler, geç babalarının mal varlığını çözmek için birlikte çalışmak zorunda kaldılar.)
  16. Her estranged husband had moved on and started a new family. (Ayrıldığı kocası hayatına devam etmiş ve yeni bir aile kurmuştu.)
  17. The estranged couple’s arguments had become a regular occurrence. (Ayr
  1. The estranged couple’s arguments had become a regular occurrence. (Ayrılmış olan çiftin tartışmaları düzenli bir hal almıştı.)
  2. He tried to reconnect with his estranged father before it was too late. (Çok geç olmadan ayrıldığı babasıyla yeniden bağlantı kurmaya çalıştı.)
  3. Her estranged sister had always been the black sheep of the family. (Ayrılmış olan kız kardeşi ailenin hep çıkış noktası olmuştu.)
  4. The musician’s estranged bandmates decided to reunite for a charity concert. (Müzisyenin ayrıldığı grup üyeleri, bir hayır konseri için yeniden bir araya karar verdiler.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.