Estrange İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Estrange İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Estrange kelimesinin anlamı

Estrange, “uzaklaştırmak, yabancılaştırmak” anlamına gelen bir fiildir.

Örnek cümleler:

  1. She estranged herself from her family after the argument. (Tartışmanın ardından ailesinden uzaklaştı.)
  2. The new company policies estranged many of the employees. (Yeni şirket politikaları birçok çalışanı yabancılaştırdı.)
  3. The controversial remarks by the politician estranged him from his supporters. (Politikacının tartışmalı açıklamaları destekçilerinden uzaklaşmasına sebep oldu.)
  4. The long distance between them estranged the couple. (Aradaki uzun mesafe çifti yabancılaştırdı.)
  5. The language barrier can estrange people who come from different countries. (Farklı ülkelerden gelen insanları dil engeli yabancılaştırabilir.)
  6. The constant fighting between them has estranged their friendship. (Sürekli kavga etmeleri arkadaşlıklarının yabancılaşmasına sebep oldu.)
  7. The parents’ neglect estranged their relationship with their child. (Ebeveynlerin ihmal etmesi çocuklarıyla olan ilişkilerinin yabancılaşmasına sebep oldu.)
  8. The changes in his personality estranged him from his old friends. (Kişiliğindeki değişiklikler eski arkadaşlarından uzaklaşmasına neden oldu.)
  9. The company’s decision to move estranged many of its employees. (Şirketin taşınma kararı birçok çalışanı yabancılaştırdı.)
  10. The cultural differences can sometimes estrange people from each other. (Kültürel farklılıklar bazen insanları birbirlerinden uzaklaştırabilir.)
  11. Her dishonesty estranged her from her friends. (Onun yalanları arkadaşlarından uzaklaşmasına neden oldu.)
  12. His negativity estranged him from his coworkers. (Olumsuzluğu iş arkadaşlarından uzaklaşmasına sebep oldu.)
  13. The distance between them gradually estranged their relationship. (Aradaki mesafe ilişkilerinin zamanla yabancılaşmasına sebep oldu.)
  14. The trauma of the accident estranged him from his former self. (Kazanın yarattığı travma onu eski benliğinden uzaklaştırdı.)
  15. The political views of her family estranged her from them. (Ailesinin siyasi görüşleri onu ailesinden uzaklaştırdı.)
  16. His constant criticism estranged him from his girlfriend. (Sürekli eleştirileri onu kız arkadaşından uzaklaştırdı.)
  17. The distance between the two countries has estranged their relationship. (İki ülke arasındaki mesafe ilişkilerinin yabancılaşmasına neden oldu.)
  18. Her selfish behavior estranged her from her coworkers. (Kendini düşünen davranışları iş arkadaşlarından uzaklaşmasına sebep oldu.)
  19. His lack of interest in her estranged her from him. (Ona olan ilgisizliği onu ondan uzaklaştırdı.)
  20. The company’s decision to downsize estranged many of its employees. (Şirketin küçülmeye gitme kararı birçok çalışanı yabancılaştırdı.)
  21. The cultural differences estranged them from each other’s way of life. (Kültürel farklılıklar birbirlerinin yaşam tarzlarından uzaklaşmalarına neden oldu.)
  22. Her addiction to drugs estranged her from her family and friends. (Uyuşturucu bağımlılığı onu ailesinden ve arkadaşlarından uzaklaştırdı.)
  23. His betrayal estranged him from his closest friend. (İhaneti en yakın arkadaşından uzaklaşmasına sebep oldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.