Establishment İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Establishment İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Establishment

Establishment, genellikle mevcut düzeni ve otoriteyi temsil eden bir terimdir. Bir ülkenin siyasi, sosyal ve ekonomik yapısının ana unsurlarını ifade edebilir.

Örnek cümleler:

  1. The establishment was shocked by the unexpected election results. (Mevcut düzen beklenmedik seçim sonuçlarından şok oldu.)
  2. The young politician promised to challenge the establishment and bring change. (Genç siyasetçi, mevcut düzene meydan okumayı ve değişim getirmeyi vadetti.)
  3. The establishment’s policies were widely criticized by the opposition. (Mevcut düzenin politikaları muhalefet tarafından geniş çapta eleştirildi.)
  4. The media is often seen as part of the establishment. (Medya sık sık mevcut düzenin bir parçası olarak görülür.)
  5. The establishment has been accused of ignoring the needs of the working class. (Mevcut düzenin işçi sınıfının ihtiyaçlarını görmezden geldiği iddia ediliyor.)
  6. The new CEO is determined to shake up the establishment and implement bold reforms. (Yeni CEO, mevcut düzeni sarsmaya ve cesur reformlar uygulamaya kararlı.)
  7. The establishment’s support for the war has been heavily criticized. (Mevcut düzenin savaşa desteği ağır eleştirilere maruz kaldı.)
  8. The establishment’s power is deeply entrenched in the political system. (Mevcut düzenin gücü, siyasi sisteme derinden yerleşmiş durumda.)
  9. The establishment’s influence on the media is often hidden and subtle. (Mevcut düzenin medya üzerindeki etkisi sık sık gizli ve ince bir şekilde gerçekleşir.)
  10. The new political party aims to challenge the establishment and offer a fresh perspective. (Yeni siyasi parti, mevcut düzene meydan okumayı ve taze bir bakış açısı sunmayı hedefliyor.)
  11. The establishment’s policies have been criticized for being too conservative. (Mevcut düzenin politikaları çok muhafazakar olduğu için eleştirildi.)
  12. The establishment has been accused of protecting the interests of the wealthy elite. (Mevcut düzen, zengin elitin çıkarlarını korumakla suçlandı.)
  13. The establishment’s grip on power has been weakening in recent years. (Mevcut düzenin iktidar kavrayışı son yıllarda zayıflıyor.)
  14. The new government is determined to break the establishment’s stranglehold on the economy. (Yeni hükümet, mevcut düzenin ekonomi üzerindeki boğucu etkisini kırmaya kararlı.)
  15. The establishment’s support for traditional values has been criticized by younger generations. (Mevcut düzenin geleneksel değerlere olan desteği, genç nesiller tarafından eleştiriliyor.)
  16. The establishment’s reluctance to embrace new technology has been holding back progress. (Mevcut düzenin yeni teknolojilere

yanaşmaktan kaçınması ilerlemeyi engelliyor.)
17. The establishment’s policies have been blamed for widening the gap between the rich and poor. (Mevcut düzenin politikaları, zengin ve fakir arasındaki uçurumu genişletmekle suçlandı.)

  1. The establishment’s control over the education system has been criticized for promoting conformity over creativity. (Mevcut düzenin eğitim sistemi üzerindeki kontrolü, yaratıcılık yerine uyumculuğu teşvik etmekle eleştirildi.)
  2. The establishment’s resistance to change has been a major obstacle to progress. (Mevcut düzenin değişime direnci, ilerlemenin önemli bir engeli oldu.)
  3. The new political movement has emerged as a powerful challenge to the establishment’s dominance. (Yeni siyasi hareket, mevcut düzenin egemenliğine karşı güçlü bir meydan okuma olarak ortaya çıktı.)

(Türkçe çeviriler kalın ve yeşil renkte yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.