Establish İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Establish
Türkçe anlamı: kurmak, tesis etmek, belirlemek
- It is important to establish good communication with your team members. (Takım üyelerinizle iyi iletişim kurmak önemlidir.)
- The company was established in 1995. (Şirket 1995 yılında kuruldu.)
- The aim of the project is to establish a new marketing strategy. (Projenin amacı yeni bir pazarlama stratejisi oluşturmaktır.)
- The government is trying to establish new regulations to reduce pollution. (Hükümet kirliliği azaltmak için yeni düzenlemeler oluşturmaya çalışıyor.)
- He has been trying to establish himself as a successful entrepreneur. (Başarılı bir girişimci olarak kendini kurmaya çalışıyor.)
- They established a charity to help the homeless. (Evsizlere yardım etmek için bir yardım vakfı kurdular.)
- We need to establish a clear plan for the project. (Projemiz için net bir plan kurmamız gerekiyor.)
- The researchers were able to establish a connection between the two events. (Araştırmacılar iki olay arasında bağlantı kurabildiler.)
- The new restaurant is trying to establish a reputation for high-quality food. (Yeni restoran, yüksek kaliteli yiyecekler için bir ün kazanmaya çalışıyor.)
- The police are working to establish the cause of the accident. (Polis kaza sebebini belirlemeye çalışıyor.)
- They established a new record for the fastest marathon time. (En hızlı maraton zamanı için yeni bir rekor kurdular.)
- The company is looking to establish a presence in the international market. (Şirket, uluslararası pazarda varlık göstermeyi hedefliyor.)
- The school has established a scholarship program for low-income students. (Okul, düşük gelirli öğrenciler için bir burs programı kurdu.)
- The artist is trying to establish herself as a respected figure in the art world. (Sanatçı, sanat dünyasında saygın bir figür olarak kendini kurmaya çalışıyor.)
- They are trying to establish a democratic government in the country. (Ülkede demokratik bir hükümet kurmaya çalışıyorlar.)
- The scientists were able to establish a link between genetics and certain diseases. (Bilim adamları genetik ve bazı hastalıklar arasında bir bağlantı kurabildiler.)
- The organization has established a set of guidelines for ethical behavior. (Kuruluş, etik davranışlar için bir dizi yönerge belirledi.)
- He is trying to establish a connection with influential people in the industry. (Endüstride etkili insanlarla bağlantı kurmaya çalışıyor.)
- The company is working to establish itself as a leader in the field of renewable energy. (Şirket yenilenebilir enerji alanında bir lider olarak kendini kurmaya çalışıyor.)
- The team was able to establish a comfortable lead early in the game. (Takım, oy
H4 etiketi unutulmuş, devam ediyorum.
Establish
Türkçe anlamı: kurmak, tesis etmek, belirlemek
- It is important to establish good communication with your team members. (Takım üyelerinizle iyi iletişim kurmak önemlidir.)
- The company was established in 1995. (Şirket 1995 yılında kuruldu.)
- The aim of the project is to establish a new marketing strategy. (Projenin amacı yeni bir pazarlama stratejisi oluşturmaktır.)
- The government is trying to establish new regulations to reduce pollution. (Hükümet kirliliği azaltmak için yeni düzenlemeler oluşturmaya çalışıyor.)
- He has been trying to establish himself as a successful entrepreneur. (Başarılı bir girişimci olarak kendini kurmaya çalışıyor.)
- They established a charity to help the homeless. (Evsizlere yardım etmek için bir yardım vakfı kurdular.)
- We need to establish a clear plan for the project. (Projemiz için net bir plan kurmamız gerekiyor.)
- The researchers were able to establish a connection between the two events. (Araştırmacılar iki olay arasında bağlantı kurabildiler.)
- The new restaurant is trying to establish a reputation for high-quality food. (Yeni restoran, yüksek kaliteli yiyecekler için bir ün kazanmaya çalışıyor.)
- The police are working to establish the cause of the accident. (Polis kaza sebebini belirlemeye çalışıyor.)
- They established a new record for the fastest marathon time. (En hızlı maraton zamanı için yeni bir rekor kurdular.)
- The company is looking to establish a presence in the international market. (Şirket, uluslararası pazarda varlık göstermeyi hedefliyor.)
- The school has established a scholarship program for low-income students. (Okul, düşük gelirli öğrenciler için bir burs programı kurdu.)
- The artist is trying to establish herself as a respected figure in the art world. (Sanatçı, sanat dünyasında saygın bir figür olarak kendini kurmaya çalışıyor.)
- They are trying to establish a democratic government in the country. (Ülkede demokratik bir hükümet kurmaya çalışıyorlar.)
- The scientists were able to establish a link between genetics and certain diseases. (Bilim adamları genetik ve bazı hastalıklar arasında bir bağlantı kurabildiler.)
- The organization has established a set of guidelines for ethical behavior. (Kuruluş, etik davranışlar için bir dizi yönerge belirledi.)
- He is trying to establish a connection with influential people in the industry. (Endüstride etkili insanlarla bağlantı kurmaya çalışıyor.)
- The company is working to establish itself as a leader in the field of renewable energy. (Şirket yenilenebilir enerji alanında bir lider olarak kendini kurmaya çalışıyor.)
- The team was
Hemen Yorum Yaz