Establish İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Establish İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Establish

Türkçe anlamı: kurmak, tesis etmek, belirlemek

  1. It is important to establish good communication with your team members. (Takım üyelerinizle iyi iletişim kurmak önemlidir.)
  2. The company was established in 1995. (Şirket 1995 yılında kuruldu.)
  3. The aim of the project is to establish a new marketing strategy. (Projenin amacı yeni bir pazarlama stratejisi oluşturmaktır.)
  4. The government is trying to establish new regulations to reduce pollution. (Hükümet kirliliği azaltmak için yeni düzenlemeler oluşturmaya çalışıyor.)
  5. He has been trying to establish himself as a successful entrepreneur. (Başarılı bir girişimci olarak kendini kurmaya çalışıyor.)
  6. They established a charity to help the homeless. (Ev­siz­le­re yardım etmek için bir yardım vakfı kurdular.)
  7. We need to establish a clear plan for the project. (Projemiz için net bir plan kurmamız gerekiyor.)
  8. The researchers were able to establish a connection between the two events. (Araştırmacılar iki olay arasında bağlantı kurabildiler.)
  9. The new restaurant is trying to establish a reputation for high-quality food. (Yeni restoran, yüksek kaliteli yiyecekler için bir ün kazanmaya çalışıyor.)
  10. The police are working to establish the cause of the accident. (Polis kaza sebebini belirlemeye çalışıyor.)
  11. They established a new record for the fastest marathon time. (En hızlı maraton zamanı için yeni bir rekor kurdular.)
  12. The company is looking to establish a presence in the international market. (Şirket, uluslararası pazarda varlık göstermeyi hedefliyor.)
  13. The school has established a scholarship program for low-income students. (Okul, düşük gelirli öğrenciler için bir burs programı kurdu.)
  14. The artist is trying to establish herself as a respected figure in the art world. (Sanatçı, sanat dünyasında saygın bir figür olarak kendini kurmaya çalışıyor.)
  15. They are trying to establish a democratic government in the country. (Ülkede demokratik bir hükümet kurmaya çalışıyorlar.)
  16. The scientists were able to establish a link between genetics and certain diseases. (Bilim adamları genetik ve bazı hastalıklar arasında bir bağlantı kurabildiler.)
  17. The organization has established a set of guidelines for ethical behavior. (Kuruluş, etik davranışlar için bir dizi yönerge belirledi.)
  18. He is trying to establish a connection with influential people in the industry. (Endüstride etkili insanlarla bağlantı kurmaya çalışıyor.)
  19. The company is working to establish itself as a leader in the field of renewable energy. (Şirket yenilenebilir enerji alanında bir lider olarak kendini kurmaya çalışıyor.)
  20. The team was able to establish a comfortable lead early in the game. (Takım, oy

H4 etiketi unutulmuş, devam ediyorum.

Establish

Türkçe anlamı: kurmak, tesis etmek, belirlemek

  1. It is important to establish good communication with your team members. (Takım üyelerinizle iyi iletişim kurmak önemlidir.)
  2. The company was established in 1995. (Şirket 1995 yılında kuruldu.)
  3. The aim of the project is to establish a new marketing strategy. (Projenin amacı yeni bir pazarlama stratejisi oluşturmaktır.)
  4. The government is trying to establish new regulations to reduce pollution. (Hükümet kirliliği azaltmak için yeni düzenlemeler oluşturmaya çalışıyor.)
  5. He has been trying to establish himself as a successful entrepreneur. (Başarılı bir girişimci olarak kendini kurmaya çalışıyor.)
  6. They established a charity to help the homeless. (Ev­siz­le­re yardım etmek için bir yardım vakfı kurdular.)
  7. We need to establish a clear plan for the project. (Projemiz için net bir plan kurmamız gerekiyor.)
  8. The researchers were able to establish a connection between the two events. (Araştırmacılar iki olay arasında bağlantı kurabildiler.)
  9. The new restaurant is trying to establish a reputation for high-quality food. (Yeni restoran, yüksek kaliteli yiyecekler için bir ün kazanmaya çalışıyor.)
  10. The police are working to establish the cause of the accident. (Polis kaza sebebini belirlemeye çalışıyor.)
  11. They established a new record for the fastest marathon time. (En hızlı maraton zamanı için yeni bir rekor kurdular.)
  12. The company is looking to establish a presence in the international market. (Şirket, uluslararası pazarda varlık göstermeyi hedefliyor.)
  13. The school has established a scholarship program for low-income students. (Okul, düşük gelirli öğrenciler için bir burs programı kurdu.)
  14. The artist is trying to establish herself as a respected figure in the art world. (Sanatçı, sanat dünyasında saygın bir figür olarak kendini kurmaya çalışıyor.)
  15. They are trying to establish a democratic government in the country. (Ülkede demokratik bir hükümet kurmaya çalışıyorlar.)
  16. The scientists were able to establish a link between genetics and certain diseases. (Bilim adamları genetik ve bazı hastalıklar arasında bir bağlantı kurabildiler.)
  17. The organization has established a set of guidelines for ethical behavior. (Kuruluş, etik davranışlar için bir dizi yönerge belirledi.)
  18. He is trying to establish a connection with influential people in the industry. (Endüstride etkili insanlarla bağlantı kurmaya çalışıyor.)
  19. The company is working to establish itself as a leader in the field of renewable energy. (Şirket yenilenebilir enerji alanında bir lider olarak kendini kurmaya çalışıyor.)
  20. The team was

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.