Estate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Estate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Estate Nedir?

Estate, Türkçe karşılığı malikane veya arazi olan bir İngilizce kelime. Estate, özellikle büyük toprak sahiplerinin sahip olduğu arazileri veya mülkleri ifade eder.

Örnek cümleler:

  1. The estate has a beautiful view of the mountains. (Mülk, dağ manzarasıyla harika bir görüntüye sahip.)
  2. She inherited the family estate from her grandfather. (Dededen aile malikanesini miras aldı.)
  3. The real estate agent showed us several properties in the area. (Emlakçı, bölgedeki birkaç mülkü bize gösterdi.)
  4. His estate was left to his children after he passed away. (Ölümünden sonra çocuklarına malikanesi bırakıldı.)
  5. The wealthy businessman owned a large estate in the countryside. (Zengin iş adamı, kırsal alanda büyük bir araziye sahipti.)
  6. She invested in real estate and made a fortune. (Emlak yatırımı yaparak bir servet kazandı.)
  7. The estate included a vineyard and a horse stable. (Mülk, bir şaraphane ve at ahırı içeriyordu.)
  8. The estate was sold at auction to the highest bidder. (Mülk, en yüksek teklifi veren kişiye açık artırmada satıldı.)
  9. The family estate had been in their possession for generations. (Aile mülkü, nesiller boyunca ailelerinin elindeydi.)
  10. The real estate market in the city is booming. (Şehirdeki emlak piyasası hızla büyüyor.)
  11. They planned to build a new house on their estate. (Mülklerine yeni bir ev yapmayı planladılar.)
  12. The estate was landscaped beautifully with gardens and ponds. (Mülk, bahçeler ve göletlerle güzel bir şekilde peyzaj yapılmıştı.)
  13. He donated his estate to charity after his death. (Ölümünden sonra malikanesini hayır kurumuna bağışladı.)
  14. The estate was surrounded by a high wall for privacy. (Mülk, mahremiyet için yüksek bir duvarla çevriliydi.)
  15. The estate was used as a film set for many Hollywood movies. (Mülk, birçok Hollywood filmi için film seti olarak kullanıldı.)
  16. They held their wedding reception on the <

estate grounds. (Düğün resepsiyonlarını mülk bahçesinde yaptılar.)
17. The family’s ancestral estate was located in the countryside. (Ailenin atasal mülkü kırsalda yer almaktaydı.)

  1. The real estate developer planned to build a luxury hotel on the beach. (Emlak geliştiricisi, sahilde lüks bir otel yapmayı planladı.)
  2. The estate had a private lake where they could fish and swim. (Mülk, balık tutup yüzebilecekleri özel bir göle sahipti.)
  3. She inherited a small estate from her aunt in the countryside. (Teyzesinden kırsalda küçük bir mülk miras aldı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.