Ensue İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Ensue
Ensue, bir olaydan sonra ortaya çıkan bir başka olay veya durumu ifade eden bir fiildir.
- Ensuing the heavy rainfall, the streets were flooded. (Yoğun yağıştan sonra, sokaklar su altında kaldı.)
- It is hard to predict what will ensue from this situation. (Bu durumdan neyin ortaya çıkacağını tahmin etmek zordur.)
- A heated argument ensued between the two coworkers. (İki iş arkadaşı arasında hararetli bir tartışma ortaya çıktı.)
- If you don’t take action now, serious consequences will ensue. (Şimdi harekete geçmezseniz ciddi sonuçlar ortaya çıkacaktır.)
- After the team captain was injured, chaos ensued on the field. (Takım kaptanı sakatlandıktan sonra sahada kaos yaşandı.)
- He was fired from his job and a long legal battle ensued. (İşinden kovuldu ve uzun bir hukuk mücadelesi ortaya çıktı.)
- Once the first domino falls, a chain reaction will ensue. (İlk domino düştükten sonra zincirleme bir reaksiyon oluşacaktır.)
- After the company’s CEO resigned, a period of uncertainty ensued. (Şirketin CEO’su istifa ettikten sonra belirsiz bir dönem başladı.)
- After the earthquake, a wave of aid and support ensued from all over the world. (Depremden sonra, dünyanın dört bir yanından yardım ve destek dalgası ortaya çıktı.)
- If you keep making bad decisions, failure will ensue. (Kötü kararlar almaya devam ederseniz, başarısızlık kaçınılmaz olacaktır.)
- A peaceful protest ensued after the government announced its new policy. (Hükümet yeni politikasını açıkladıktan sonra barışçıl bir protesto düzenlendi.)
- If you don’t take care of your health, serious health problems may ensue. (Sağlığınıza dikkat etmezseniz ciddi sağlık sorunları ortaya çıkabilir.)
- After the car accident, a lengthy investigation ensued. (Trafik kazasından sonra uzun bir soruşturma başladı
.)
- After the controversial decision was made, a heated debate ensued among the panelists. (Tartışmalı bir karar alındıktan sonra panelistler arasında hararetli bir tartışma ortaya çıktı.)
- After the release of the new product, a surge in sales ensued. (Yeni ürünün piyasaya sürülmesinden sonra satışlarda bir artış yaşandı.)
- If we don’t take action to address climate change, dire consequences will ensue. (İklim değişikliğiyle ilgili olarak önlem almazsak, ciddi sonuçlar ortaya çıkacaktır.)
- After the comedian made a controversial joke, a backlash ensued on social media. (Komedyen tartışmalı bir espri yaptıktan sonra, sosyal medyada bir tepki dalgası yaşandı.)
- After the first round of negotiations failed, a prolonged deadlock ensued. (İlk tur müzakereler başarısız olduktan sonra uzun bir çıkmaz ortaya çıktı.)
- If we don’t take steps to address income inequality, social unrest may ensue. (Gelir eşitsizliği ile ilgili adımlar atmazsak, sosyal huzursuzluk ortaya çıkabilir.)
- After the company’s stock price plummeted, a wave of panic ensued among investors. (Şirketin hisse senedi fiyatı düştükten sonra, yatırımcılar arasında bir panik dalgası yaşandı.)
- If you don’t take responsibility for your actions, a cycle of blame and resentment will ensue. (Eylemleriniz için sorumluluk almazsanız, suçlama ve kırgınlık bir döngüsü ortaya çıkacaktır.)
Hemen Yorum Yaz