Ensnare İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ensnare İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ensnare kelimesinin Türkçe anlamı:

Ensnare, Türkçe’de “tuzaklamak, kandırmak” gibi anlamlara gelir. Bir kişiyi veya hayvanı hileli yollarla kontrol altına almak anlamını taşır.

Örnek cümleler:

  1. The hunter used a trap to ensnare the rabbit. (Avcı, tavşanı tuzak kullanarak yakaladı.)
  2. The con artist was able to ensnare the elderly couple into giving him their life savings. (Dolandırıcı, yaşlı çifti hayat birikimlerini vermeye ikna etmeyi başardı.)
  3. The politician’s promises were meant to ensnare voters into supporting him. (Politikacının vaatleri, seçmenleri desteklemeye ikna etmek için tasarlandı.)
  4. The spider spun a web to ensnare its prey. (Örümcek, avını yakalamak için bir ağ ördü.)
  5. The company used a clever marketing strategy to ensnare new customers. (Şirket, yeni müşterileri çekmek için akıllıca bir pazarlama stratejisi kullandı.)
  6. The cult leader was able to ensnare many vulnerable people into joining his group. (Tarikat lideri, birçok savunmasız kişiyi grubuna katılmaya ikna edebildi.)
  7. The fisherman used a bait to ensnare the fish. (Balıkçı, balığı yakalamak için bir yem kullandı.)
  8. The company’s aggressive recruiting tactics were designed to ensnare top talent. (Şirketin agresif işe alım taktikleri, en iyi yetenekleri çekmek için tasarlandı.)
  9. The spy was able to ensnare the foreign official into revealing classified information. (Casus, yabancı bir yetkilinin sınıflandırılmış bilgileri açıklamasını sağladı.)
  10. The drug dealer was trying to ensnare teenagers into using drugs. (Uyuşturucu satıcısı, gençleri uyuşturucu kullanmaya ikna etmeye çalışıyordu.)
  11. The romantic gestures of the suitor were meant to ensnare the heart of the woman he loved. (Taliplerin romantik hareketleri, sevdiği kadının kalbini kazanmak için tasarlandı.)
  12. The detective was able to ensnare the killer with his clever plan. (Dedektif, akıllı plan

    ıyla katili tuzakladı.)

  13. The website used pop-up ads to ensnare visitors into clicking on them. (Web sitesi, ziyaretçileri tıklamaya ikna etmek için pop-up reklamlar kullandı.)
  14. The magician used sleight of hand to ensnare the audience into believing his trick was real. (Sihirbaz, el çabukluğuyla izleyicileri numarasının gerçek olduğuna inandırmaya çalıştı.)
  15. The criminal was able to ensnare his accomplice into taking the fall for the crime. (Suçlu, suçun ortağından suçu üstlenmesini sağlayarak onu tuzağa düşürdü.)
  16. The cult used brainwashing techniques to ensnare its followers. (Tarikat, takipçilerini tuzağa düşürmek için beyin yıkama teknikleri kullandı.)
  17. The company used a loyalty program to ensnare customers into buying more products. (Şirket, müşterileri daha fazla ürün satın almaya ikna etmek için bir sadakat programı kullandı.)
  18. The snake ensnared its prey with its quick strike. (Yılan, hızlı saldırısıyla avını tuzağa düşürdü.)
  19. The cult leader was able to ensnare his followers into committing acts of violence. (Tarikat lideri, takipçilerini şiddet eylemlerine karışmaya ikna etmeyi başardı.)
  20. The hacker used a phishing scam to ensnare unsuspecting victims into giving away their personal information. (Hacker, kişisel bilgilerini vermek için hazırlıksız kurbanları tuzağına düşürmek için bir dolandırıcılık yöntemi kullandı.)
  21. The spider ensnared the fly in its web. (Örümcek, ağına sineği tuzağa düşürdü.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.