Enormity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Enormity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Enormity Nedir?

Enormity kelimesi, genellikle kötü veya şok edici bir şeyin büyüklüğünü, yoğunluğunu veya ciddiyetini ifade etmek için kullanılan bir isimdir. Ancak, “enormity” kelimesinin bazı kişiler tarafından sadece “büyük” anlamında kullanılması, dilbilimciler tarafından eleştirilmektedir.

Örnek Cümleler:

  1. The enormity of the crime shocked the entire community. (Suçun büyüklüğü tüm toplumu şok etti.)
  2. The enormity of the disaster was difficult to comprehend. (Felaketin büyüklüğü anlamakta zordu.)
  3. The enormity of the project required a lot of resources. (Projenin büyüklüğü birçok kaynak gerektirdi.)
  4. The enormity of the mountain range was awe-inspiring. (Dağların büyüklüğü hayranlık uyandırdı.)
  5. The enormity of the building made it stand out among the rest. (Binanın büyüklüğü onu diğerlerinin arasından sıyrıttı.)
  6. The enormity of the challenge was daunting, but she was determined to overcome it. (Meydan okumanın büyüklüğü korkutucuydu, ama o bunun üstesinden gelmeye kararlıydı.)
  7. The enormity of the task ahead of them seemed impossible to complete. (Onların önündeki görevin büyüklüğü tamamlanamaz gibi görünüyordu.)
  8. The enormity of the crowd made it difficult to move through the streets. (Kalabalığın büyüklüğü sokaklarda hareket etmeyi zorlaştırdı.)
  9. The enormity of the sun made it impossible to look at directly. (Güneşin büyüklüğü doğrudan bakmayı imkansız kıldı.)
  10. The enormity of the ocean was both beautiful and terrifying. (Okyanusun büyüklüğü hem güzel hem de korkutucuydu.)
  11. The enormity of the building’s design was a testament to the architect’s skill. (Binanın tasarımının büyüklüğü, mimarın becerisinin bir kanıtıydı.)
  12. The enormity of the situation demanded immediate action. (Durumun büyüklüğü anında harekete geçilmesini gerektirdi.)
  13. The enormity of the problem was overwhelming, but they refused to give up. (Sorunun büyüklüğü eziciydi, ama onlar pes etmeyi reddettiler.)
  14. The enormity of the universe was impossible to comprehend. (Evrenin büyüklüğü anlamakta imkansızdı.)
  15. The enormity of the job ahead of them made them feel overwhelmed. (Onların önündeki işin büyüklüğü onları bunaltmıştı.)
  16. The enormity of the traffic jam caused a lot of frustration. (
  1. The enormity of the traffic jam caused a lot of frustration. (Trafik sıkışıklığının büyüklüğü birçok insanı hayal kırıklığına uğrattı.)
  2. The enormity of the company’s success was celebrated by employees and shareholders alike. (Şirketin başarısının büyüklüğü, hem çalışanlar hem de hissedarlar tarafından kutlandı.)
  3. The enormity of the impact of climate change on the planet is becoming increasingly clear. (İklim değişikliğinin gezegene etkisinin büyüklüğü giderek daha net hale geliyor.)
  4. The enormity of the forest fire was visible for miles around. (Orman yangınının büyüklüğü birkaç mil öteden bile görülebiliyordu.)
  5. The enormity of the budget deficit is a cause for concern for many people. (Bütçe açığının büyüklüğü, birçok insan için endişe kaynağıdır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.