Enjoiner İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Enjoiner İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Enjoiner Nedir?

Enjoiner, bir şeyi yapmayı veya yapmamayı emreden, yasaklayan veya tavsiye eden kişi veya şeydir. Türkçe karşılığı “emreden” veya “buyuran” olarak çevrilebilir.

Örnek Cümleler:

1. The judge enjoined the company from using that trademark. (Yargıç o ticari markayı kullanmaktan şirketi men etti.)
2. The doctor enjoined a strict diet for the patient. (Doktor hastaya sıkı bir diyet önerdi.)
3. The teacher enjoined the students to be quiet during the exam. (Öğretmen sınav sırasında öğrencilere sessiz olmalarını emretti.)
4. The law enjoins employers to provide a safe working environment for their employees. (Yasa işverenleri çalışanlarına güvenli bir çalışma ortamı sağlamalarını emreder.)
5. The contract enjoins the parties to keep the information confidential. (Sözleşme taraflara bilgileri gizli tutmalarını emreder.)
6. The coach enjoined the team to practice hard. (Antrenör takıma sıkı çalışma tavsiyesinde bulundu.)
7. The regulations enjoin the use of safety equipment in the laboratory. (Yönetmelikler laboratuvarda güvenlik ekipmanlarının kullanılmasını emreder.)
8. The court enjoined the landlord to make necessary repairs to the rental property. (Mahkeme kiralık mülke gerekli onarımları yapması için ev sahibini emretti.)
9. The company was enjoined from selling their product until the patent infringement lawsuit was settled. (Patent ihlali davası çözülene kadar şirketin ürünlerinin satışı yasaklandı.)
10. The teacher enjoined the students to read the assigned book before the next class. (Öğretmen öğrencilerin bir sonraki derse kadar atanan kitabı okumalarını emretti.)
11. The law enjoins drivers to wear seat belts while driving. (Yasa sürücülerin araç kullanırken emniyet kemeri takmalarını emreder.)
12. The court enjoined the union from striking during the negotiations. (Mahkeme görüşmeler sırasında sendikayı grev yapmaktan men etti.)
13. The doctor enjoined the patient to quit smoking. (Doktor hastaya sigarayı bırakmasını önerdi.)
14. The regulations enjoin the restaurant to display their health inspection results. (Yönetmelikler restoranların sağlık denetim sonuçlarını göstermelerini emreder.)
15. The judge enjoined the defendant from contacting the victim. (Yargıç sanığı mağdurla iletişim kurmaktan men etti.)
16. The law enjoins employers to pay their employees the minimum wage. (Yasa işverenleri çalışanlarına asgari ücret ödemelerini emreder.)
17. The coach enjoined the players to work on their individual skills. (Antrenör oyunculara bireysel becerilerini geli

ştirmelerini tavsiye etti.)
18. The regulations enjoin the use of eco-friendly materials in packaging. (Yönetmelikler ambalajlarda çevre dostu malzemelerin kullanılmasını emreder.)

19. The court enjoined the defendant from distributing copyrighted material. (Mahkeme sanığın telif hakkı olan materyali dağıtmaktan men etti.)
20. The teacher enjoined the students to turn off their phones during class. (Öğretmen öğrencilere ders sırasında telefonlarını kapatmalarını emretti.)