Endeavour İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Endeavour (Turkish meaning: çaba, gayret, çekişme)
- Despite his best endeavours, he couldn’t finish the project on time. (En iyi gayretine rağmen, proje zamanında bitiremedi.)
- The team made every endeavour to win the game. (Takım, oyunu kazanmak için her çabayı gösterdi.)
- The scientists’ endeavours to find a cure for the disease are ongoing. (Bilim adamlarının hastalığın tedavisini bulma çabaları devam ediyor.)
- She put in a lot of endeavour to improve her grades. (Notlarını iyileştirmek için çok çaba gösterdi.)
- The company’s endeavours to reduce its carbon footprint are commendable. (Şirketin karbon ayak izini azaltmaya yönelik çabaları takdire şayan.)
- He endeavoured to persuade his parents to let him go to the party. (Ebeveynlerini partiye gitmesine izin vermeleri konusunda ikna etmeye çabaladı.)
- The teacher’s endeavours to make the lesson interesting were successful. (Öğretmenin dersi ilginç hale getirmeye yönelik çabaları başarılı oldu.)
- The athlete’s endeavours to break the record were in vain. (Sporcunun rekoru kırmaya yönelik çabaları boşuna oldu.)
- The NGO’s endeavours to help the homeless people are admirable. (Sivil toplum kuruluşunun evsizlere yardım etmek için gösterdiği çabalar takdire şayan.)
- She endeavoured to learn a new language by practicing every day. (Her gün pratik yaparak yeni bir dil öğrenmeye çabaladı.)
- The team’s endeavours to raise funds for charity were successful. (Takımın yardım amaçlı para toplama çabaları başarılı oldu.)
- The company’s endeavours to launch a new product were delayed due to unforeseen circumstances. (Yeni bir ürün piyasaya sürme çabaları, beklenmedik durumlar nedeniyle gecikti.)
- The artist’s endeavours to capture the beauty of nature in his paintings were amazing. (Sanatçının tablolarında doğanın güzelliğini yakalamaya yönelik çabaları harikaydı.)
- She endeavoured to overcome her fear of public speaking by taking classes. (Topluluk önünde konuşma korkusunu yenmek için derslere katılmaya çabaladı.)
- The company’s endeavours to improve the quality of its products were well-received by customers. (Şirketin ürün kalitesini artırmaya yönelik çabaları müşteriler tarafından olumlu karşılandı.)
- He endeavoured to make amends for his mistake by apologizing to his friend. (Arkadaşına özür dilemek suretiyle hatasını telafi etmeye çabaladı.)
- The government’s endeavours to improve the education system are much needed. (Hükümetin eğitim sistemi üzerindeki çabaları
önemli ve gereklidir.)
18. The author’s endeavours to write a book that would inspire people were successful. (Yazarın insanları etkileyecek bir kitap yazma çabaları başarılı oldu.)
- The company’s endeavours to reduce costs without compromising quality were impressive. (Kaliteyi bozmadan maliyetleri azaltma çabaları etkileyiciydi.)
- The athlete’s endeavours to recover from the injury were challenging but eventually successful. (Sporcunun yaralanmadan kurtulma çabaları zorlu olsa da sonunda başarılı oldu.)
Hemen Yorum Yaz