Endeavor İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Endeavor İle İlgili Cümleler
Endeavor, İngilizce bir kelime olup “çaba göstermek” veya “gayret etmek” anlamına gelir.
- I will endeavor to finish this project by the deadline. (Bu projeyi süresi içerisinde bitirmek için çaba göstereceğim.)
- She endeavored to learn a new language every year. (Her yıl yeni bir dil öğrenmeye gayret etti.)
- We should endeavor to make the world a better place. (Dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için gayret etmeliyiz.)
- He endeavored to be a good father to his children. (Çocuklarına iyi bir baba olmaya çabaladı.)
- The company endeavored to reduce its carbon footprint. (Şirket, karbon ayak izini azaltmaya gayret etti.)
- She endeavored to improve her writing skills. (Yazma becerilerini geliştirmeye gayret etti.)
- The team endeavored to win the championship. (Takım, şampiyonluğu kazanmaya gayret etti.)
- The government should endeavor to improve the education system. (Hükümet, eğitim sisteminin iyileştirilmesine çaba göstermelidir.)
- He endeavored to overcome his fear of public speaking. (Kamusal konuşma korkusunu yenmeye gayret etti.)
- She endeavored to create a successful business. (Başarılı bir işletme yaratmaya çabaladı.)
- We should endeavor to be kind to others. (Başkalarına karşı nazik olmaya gayret etmeliyiz.)
- The athlete endeavored to break the world record. (Sporcu, dünya rekorunu kırmaya çabaladı.)
- The artist endeavored to create a masterpiece. (Sanatçı, bir şaheser yaratmaya gayret etti.)
- The students endeavored to get good grades. (Öğrenciler, iyi notlar almaya gayret ettiler.)
- He endeavored to find a cure for cancer. (Kanser için bir tedavi bulmaya çabaladı.)
- She endeavored to climb Mount Everest. (Everest Dağı’na tırmanmaya gayret etti.)
- The chef endeavored to create a unique dish. (Aşçı, benzersiz bir yemek yaratmaya gayret etti.)
- The company endeavored to launch a new product. (Şirket, yeni bir ürün piyasaya sürmeye gayret etti.)
- The teacher endeavored to make learning fun for her students. (Öğretmen, öğrencileri için eğlenceli bir öğrenme ortamı yaratmaya çabaladı.)
- He endeavored to make amends for his past mistakes. (Geçmişte yaptığı hatalar için telafi etmeye gayret etti.)
- The company endeavored to increase its market share. (Şirket, pazar payını artırmaya çaba gösterdi.)
- The musician endeavored to write a hit song. (Müzisyen, bir hit şarkı yazmaya gayret etti.)
- The athlete endeavored to win an Olympic medal. (Sporcu, olimpiyat madalyası kazanmaya çabaladı.)
- The researcher endeavored to make a groundbreaking discovery. (Araştırmacı, çığır açan bir keşif yapmaya gayret etti.)
- She endeavored to become a successful entrepreneur. (Başarılı bir girişimci olmaya çabaladı.)
- He endeavored to start a charity organization. (Bir yardım kuruluşu başlatmaya gayret etti.)
- The company endeavored to reduce its production costs. (Şirket, üretim maliyetlerini azaltmaya gayret etti.)
- The writer endeavored to finish his novel before the deadline. (Yazar, romanını süresi içerisinde bitirmeye gayret etti.)
- The team endeavored to develop a new technology. (Takım, yeni bir teknoloji geliştirmeye gayret etti.)
- The student endeavored to pass all his exams with flying colors. (Öğrenci, tüm sınavları başarıyla geçmeye gayret etti.)
Hemen Yorum Yaz