Encourage İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Encourage İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Encourage Nedir?

Encourage, bir kişiye moral vermek, cesaretlendirmek, destek olmak anlamlarına gelen bir fiildir.

Örnek Cümleler:

  1. I always try to encourage my children to pursue their dreams.
    (Çocuklarımın hayallerini takip etmeleri konusunda onları cesaretlendirmeye çalışırım.)

  2. The coach’s words of encouragement really helped the team win the game.
    (Antrenörün moral verici sözleri gerçekten takımın maçı kazanmasına yardımcı oldu.)

  3. My parents always encouraged me to do my best in school.
    (Ailem her zaman okuldaki en iyimi yapmam için beni teşvik ettiler.)

  4. We need to encourage more people to volunteer for this project.
    (Bu projede daha fazla insanın gönüllü olmasını teşvik etmemiz gerekiyor.)

  5. Her supportive words encouraged me to keep going.
    (Destekleyici sözleri devam etmem için beni cesaretlendirdi.)

  6. The teacher’s positive feedback encouraged me to work harder.
    (Öğretmenin olumlu geri bildirimi beni daha çok çalışmaya teşvik etti.)

  7. Don’t let failure discourage you, use it to encourage you to try again.
    (Başarısızlığın sizi yıldırmasına izin vermeyin, bunu tekrar denemeniz için sizi teşvik etmek için kullanın.)

  8. It’s important to encourage creativity in children.
    (Çocuklarda yaratıcılığı teşvik etmek önemlidir.)

  9. She always encourages her coworkers to take risks and try new things.
    (Her zaman iş arkadaşlarını risk almaya ve yeni şeyler denemeye teşvik eder.)

  10. The positive feedback from her boss encouraged her to apply for the promotion.
    (Patronundan gelen olumlu geri bildirim, terfi için başvurmasını teşvik etti.)

  11. I want to encourage you to never give up on your dreams.
    (Hayallerinizden asla vazgeçmemenizi teşvik etmek istiyorum.)

  12. His parents’ support and encouragement were the driving force behind his success.
    (Ebeveynlerinin desteği ve teşviki, başarısının arkasındaki itici güçtü.)

  13. Let’s encourage each other to be the best versions of ourselves.
    (Birbirimizi en iyi halimiz olmak için teşvik edelim.)

  14. Her teacher’s encouragement made her believe in herself.
    (Öğretmeninin teşviki kendine inanmasını sağladı.)

  15. The team captain’s words of encouragement inspired the team to win the championship.
    (Takım kaptanının moral verici sözleri takımın şampiyonluğu kazanmasına ilham verdi.)

  16. The charity’s mission is to encourage people to give back to their communities.
    (Vakfın misyonu, insanların toplumlarına geri vermelerini teşvik etmektir.)

  1. We should encourage more girls to pursue careers in STEM fields.
    (STEM alanlarında kariyer yapmaları için daha fazla kızı teşvik etmeliyiz.)

  2. His mentor’s encouragement was the reason he didn’t give up.
    (Mentorunun teşviki, pes etmemesinin nedeniydi.)

  3. I am so grateful for the encouragement and support of my friends and family.
    (Arkadaşlarım ve ailemin teşviki ve desteği için çok minnettarım.)

  4. The company’s culture encourages creativity, innovation, and collaboration.
    (Şirket kültürü yaratıcılığı, yeniliği ve işbirliğini teşvik eder.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.