Emulate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Emulate Nedir?
Emulate, taklit etmek ya da benzetmek anlamlarına gelir. Bir şeyi veya birini taklit etmek, ona benzemek anlamında kullanılır.
Örnek Cümleler:
- She tried to emulate her favorite singer in her performance. (O, performansında en sevdiği şarkıcısını taklit etmeye çalıştı.)
- The company aims to emulate the success of its competitors. (Şirket, rakiplerinin başarısını taklit etmeyi hedefliyor.)
- He always emulates his father’s behavior. (O, her zaman babasının davranışlarını taklit eder.)
- The fashion industry is always trying to emulate the latest trends. (Moda endüstrisi her zaman en son trendleri taklit etmeye çalışıyor.)
- The artist’s work emulates the style of the Renaissance. (Sanatçının eserleri Rönesans tarzını taklit ediyor.)
- The game is designed to emulate real-life situations. (Oyun, gerçek hayattaki durumları taklit etmek için tasarlandı.)
- He tried to emulate his friend’s success in business. (O, arkadaşının iş hayatındaki başarısını taklit etmeye çalıştı.)
- The actor’s performance emulated the character perfectly. (Aktörün performansı karakteri mükemmel şekilde taklit etti.)
- The restaurant’s food tries to emulate traditional Italian cuisine. (Restoranın yemekleri geleneksel İtalyan mutfağını taklit etmeye çalışıyor.)
- The artist emulated the famous painting in his own style. (Sanatçı ünlü tabloyu kendi tarzında taklit etti.)
- The team hopes to emulate their previous victory in the next game. (Takım, bir sonraki maçta önceki zaferlerini taklit etmeyi umuyor.)
- He always tried to emulate his grandfather’s work ethic. (O, her zaman dedesinin çalışma ahlakını taklit etmeye çalıştı.)
- The game is designed to emulate a real-life battle. (Oyun, gerçek hayattaki bir savaşı taklit etmek için tasarlandı.)
- She tried to emulate her mother’s cooking skills. (O, annesinin yemek pişirme becerilerini taklit etmeye çalıştı.)
- The museum’s exhibits emulate different periods of history. (Müzenin sergileri farklı tarih dönemlerini taklit ediyor.)
- The software emulates the functions of a physical keyboard. (Yazılım, fiziksel bir klavyenin işlevlerini taklit ediyor.)
- He emulated the great philosophers in his writing. (O, yazılarında büyük filozofları taklit etti.)
- The team hopes to emulate the success of their role model. (Takım, rol modelinin başarısını taklit etmeyi umuyor.)
- The video game emulates the experience of driving a race car. (Video oyunu, yarış arabası sürmenin deneyimini taklit ediyor.)
- The company’s new product emulates the features
of a popular competitor’s product. (Şirketin yeni ürünü popüler bir rakibinin ürününün özelliklerini taklit ediyor.)
Hemen Yorum Yaz