Urge On İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Urge On İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Urge On İle İlgili Cümleler

Urge on, “daha hızlı, daha ileri gitmek” anlamına gelen bir ifadedir. Aşağıda, İngilizce cümlelerde “urge on” ifadesinin kullanımına örnekler verilmiştir.

  1. I will urge on my team to finish the project on time. (Takımımı projeyi zamanında bitirmeleri için teşvik edeceğim.)
  2. She urged on the horse to run faster. (Atı daha hızlı koşması için teşvik etti.)
  3. The coach urged on the players to give their best. (Antrenör oyuncularını en iyilerini vermeleri konusunda teşvik etti.)
  4. He urged on his friends to take a risk and start their own business. (Arkadaşlarını risk almaya ve kendi işlerini kurmaya teşvik etti.)
  5. The fans urged on their team to score a goal. (Taraftarlar takımlarını gol atmaları için teşvik ettiler.)
  6. The speaker urged on the audience to take action. (Konuşmacı, izleyicileri harekete geçmeleri konusunda teşvik etti.)
  7. The boss urged on his employees to meet the deadline. (Patron, çalışanlarını süreye uymaları için teşvik etti.)
  8. She urged on her son to study harder for his exams. (Oğlunu sınavları için daha çok çalışması konusunda teşvik etti.)
  9. The captain urged on his team to fight until the end. (Kaptan takımını sonuna kadar savaşmaları konusunda teşvik etti.)
  10. The coach urged on the swimmer to beat his personal best. (Antrenör, yüzücüsünü kişisel en iyi derecesini geçmeleri konusunda teşvik etti.)
  11. The teacher urged on the students to participate in the class discussion. (Öğretmen, öğrencileri sınıf tartışmasına katılmaları konusunda teşvik etti.)
  12. The speaker urged on the government to take action on climate change. (Konuşmacı, hükümeti iklim değişikliği konusunda harekete geçmeye teşvik etti.)
  13. The boss urged on his employees to come up with new ideas. (Patron, çalışanlarının yeni fikirler üretmeleri konusunda teşvik etti.)
  14. She urged on her husband to pursue his dreams. (Kocasının hayallerini takip etmesi konusunda teşvik etti.)
  15. The coach urged on the team to stay focused during the game. (Antrenör, takımın maç sırasında odaklanmalarını sağlamak için teşvik etti.)
  16. The parents urged on their child to be brave and face their fears. (Ebeveynler, çocuklarının cesur olup korkularıyla yüzleşmeleri konusunda teşvik ettiler.)
  17. The speaker urged on the audience to donate to the charity. (Konuşmacı, izleyicileri hayır kurumuna bağış yapm

aları konusunda teşvik etti.)
18. The boss urged on his team to think outside the box and come up with innovative solutions. (Patron, takımının kutunun dışında düşünmeleri ve yenilikçi çözümler üretmeleri konusunda teşvik etti.)

  1. She urged on her friends to join her in volunteering at the local shelter. (Arkadaşlarının yerel barınakta gönüllü olmaları konusunda onları teşvik etti.)

  2. The coach urged on the athlete to push through the pain and finish the race. (Antrenör, sporcu ağrılara rağmen yarışı bitirmeleri konusunda teşvik etti.)

  3. Takımımı projeyi zamanında bitirmeleri için teşvik edeceğim.

  4. Atı daha hızlı koşması için teşvik etti.

  5. Antrenör oyuncularını en iyilerini vermeleri konusunda teşvik etti.

  6. Arkadaşlarını risk almaya ve kendi işlerini kurmaya teşvik etti.

  7. Taraftarlar takımlarını gol atmaları için teşvik ettiler.

  8. Konuşmacı, izleyicileri harekete geçmeleri konusunda teşvik etti.

  9. Patron, çalışanlarını süreye uymaları için teşvik etti.

  10. Oğlunu sınavları için daha çok çalışması konusunda teşvik etti.

  11. Kaptan takımını sonuna kadar savaşmaları konusunda teşvik etti.

  12. Antrenör, yüzücüsünü kişisel en iyi derecesini geçmeleri konusunda teşvik etti.

  13. Öğretmen, öğrencileri sınıf tartışmasına katılmaları konusunda teşvik etti.

  14. Konuşmacı, hükümeti iklim değişikliği konusunda harekete geçmeye teşvik etti.

  15. Patron, çalışanlarının yeni fikirler üretmeleri konusunda teşvik etti.

  16. Kocasının hayallerini takip etmesi konusunda teşvik etti.

  17. Antrenör, takımın maç sırasında odaklanmalarını sağlamak için teşvik etti.

  18. Ebeveynler, çocuklarının cesur olup korkularıyla yüzleşmeleri konusunda teşvik ettiler.

  19. Konuşmacı, izleyicileri hayır kurumuna bağış yapmaları konusunda teşvik etti.

  20. Patron, takımının kutunun dışında düşünmeleri ve yenilikçi çözümler üretmeleri konusunda teşvik etti.

  21. Arkadaşlarının yerel barınakta gönüllü olmaları konusunda onları teşvik etti.

  22. Antrenör, sporcu ağrılara rağmen yarışı bitirmeleri konusunda teşvik etti.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.