Embarrass İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Embarrass İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Embarrass kelimesinin Türkçe Anlamı:

Embarrass kelimesi “utanç vermek, mahcup etmek, sıkıntıya sokmak” gibi olumsuz duygular hissettiren bir durumla karşı karşıya bırakmak anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. She felt embarrassed when she realized she had been wearing her shirt inside out all day. (Bütün gün gömleğinin ters giydiğini fark edince utandı.)
2. His constant bragging about his wealth embarrasses me. (Sürekli zenginliğiyle övünmesi beni utandırıyor.)
3. I was so embarrassed when I tripped and fell in front of everyone. (Herkesin önünde takılıp düşünce çok utandım.)
4. He embarrassed his girlfriend by making rude jokes at the dinner party. (Akşam yemeğinde kaba şakalar yaparak kız arkadaşını utandırdı.)
5. The teacher embarrassed the student by criticizing her in front of the entire class. (Öğretmen, tüm sınıfın önünde öğrenciyi eleştirerek onu utandırdı.)
6. I don’t want to embarrass you, but your shirt is on backwards. (Seni utandırmak istemem ama gömleğinin ters giyildiğini söylemek istedim.)
7. He was embarrassed to admit that he didn’t know the answer to the question. (Sorunun cevabını bilmediğini itiraf etmekten utanıyordu.)
8. The athlete was embarrassed when she realized she had been wearing her shorts backwards during the entire race. (Sporcu, yarış boyunca şortunu ters giydiğini fark edince utandı.)
9. It’s embarrassing to have your boss catch you sleeping at your desk. (Patronunun seni masa başında uyurken yakalaması utandırıcıdır.)
10. I was embarrassed to admit that I had never heard of the author before. (Yazarı daha önce hiç duymadığımı itiraf etmek utandırıcıydı.)
11. She was embarrassed to ask for help because she didn’t want to appear weak. (Zayıf görünmek istemediği için yardım istemekten utanıyordu.)
12. His constant interruptions during the meeting were embarrassing. (Toplantı sırasında sürekli olarak konuşmasına ara vermesi utandırıcıydı.)
13. The singer was embarrassed when she forgot the lyrics to her own song on stage. (Şarkı sözlerini sahnede unutunca şarkıcı utandı.)
14. It’s embarrassing to be the only one wearing a costume to a party. (Partide tek kostümlü kişi olmak utandırıcıdır.)
15. He was embarrassed to admit that he had made a mistake in front of his colleagues. (Meslektaşları önünde hata yaptığını itiraf etmekten utanıyordu.)
16. The child was embarrassed when he spilled his drink all over his clothes. (Çocuk, kıyafetlerine içeceğini dökünce utandı.)
17. It’s embarrassing to have your

  1. The comedian’s offensive jokes embarrassed many members of the audience. (Komedyenin saldırgan şakaları, izleyicilerin birçoğunu utandırdı.)
  2. She was embarrassed to show her art to others because she didn’t think it was good enough. (Sanatını başkalarına göstermekten utanıyordu çünkü yeterince iyi olduğunu düşünmüyordu.)
  3. He was embarrassed to admit that he had never learned how to ride a bike. (Bisiklet sürmeyi hiç öğrenmediğini itiraf etmekten utanıyordu.)

Bu örnek cümleler, “embarrass” kelimesinin çeşitli durum ve kişilerde kullanımlarını göstermektedir. “Embarrass” kelimesi, birinin utanmasına ya da mahcup olmasına neden olacak bir davranış ya da durumdan bahsederken sıklıkla kullanılır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.