Unworthy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unworthy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unworthy Nedir?

Unworthy, bir şeyin veya kişinin değerli, layık veya kabul edilebilir olmadığı anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. He felt unworthy of her love. (O, onun sevgisine layık olmadığını hissetti.)
2. Her actions made her feel unworthy of forgiveness. (Onun eylemleri, affetmeye layık olmadığını hissetmesine neden oldu.)
3. He considered himself unworthy of the award. (O, ödüle layık olmadığını düşündü.)
4. Her lack of experience made her feel unworthy of the job. (Deneyimsizliği, işe layık olmadığını hissetmesine neden oldu.)
5. She was unworthy of their trust. (Onların güvenine layık değildi.)
6. He felt unworthy of the attention he was receiving. (Aldığı ilgiye layık olmadığını hissetti.)
7. Her past mistakes made her feel unworthy of a second chance. (Geçmiş hataları, ikinci bir şansı hak etmediğini hissetmesine neden oldu.)
8. He believed he was unworthy of happiness. (Mutluluğa layık olmadığını düşündü.)
9. Her dishonesty made her feel unworthy of respect. (Dürüst olmaması, saygıyı hak etmediğini hissetmesine neden oldu.)
10. He felt unworthy of his family’s love and support. (Ailesinin sevgi ve desteğine layık olmadığını hissetti.)
11. She was unworthy of the title she held. (Sahip olduğu unvana layık değildi.)
12. His constant lies made him feel unworthy of friendship. (Sürekli yalan söylemesi, arkadaşlığı hak etmediğini hissetmesine neden oldu.)
13. She felt unworthy of the admiration she was receiving. (Aldığı hayranlığa layık olmadığını hissetti.)
14. He believed he was unworthy of success. (Başarıya layık olmadığını düşündü.)
15. Her selfishness made her feel unworthy of love. (Bencil olması, sevgiyi hak etmediğini hissetmesine neden oldu.)
16. He felt unworthy of the trust his boss had placed in him. (Patronunun ona verdiği güvene layık olmadığını hissetti.)
17. Her lack of talent made her feel unworthy of pursuing her dreams. (Yeteneği olmaması, hayallerini gerçekleştirmeye layık olmadığını hissetmesine neden oldu.)
18. He felt unworthy of the praise he was receiving. (Aldığı övgüye layık olmadığını hissetti.)
19. Her constant failures made her feel unworthy of success. (Sürekli başarısız olması, başarıyı hak etmediğini hissetmesine neden oldu.)
20. He believed he was unworthy of God’s love. (Tanrı’nın sevgisine layık olmadığını düşündü.)

Unworthy ile ilgili Kalıplaşmış İfadeler:

1. Feel unworthy (layık olmadığını hissetmek)
2. Consider oneself unworthy (kendini layık olmayan biri olarak görmek)
3. Be unworthy of (değersiz olmak, hak etmemek)
4. Prove oneself unworthy (layık olmadığını kanıtlamak)
5. Unworthy of trust (güvenilmez)
6. Unworthy of respect (saygıya değer olmayan)
7. Unworthy of love (sevgiyi hak etmeyen)
8. Unworthy of attention (ilgiyi hak etmeyen)
9. Unworthy of forgiveness (affetmeyi hak etmeyen)
10. Unworthy of recognition (takdiri hak etmeyen)

Örnek Paragraf:

Despite all her hard work and dedication, she felt unworthy of the promotion she was offered. Her lack of confidence and self-esteem made her believe that she wasn’t capable of handling the new position. She thought that there were other candidates who were more deserving and qualified for the job. Her negative self-talk and constant self-doubt proved to be her biggest obstacle in accepting the promotion. It wasn’t until her supervisor sat down with her and explained the reasons why she was chosen that she began to see her own worth and capabilities. She realized that her hard work and dedication had not gone unnoticed, and that she was indeed worthy of the promotion.