Ebbing İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ebbing İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ebbing Nedir?


Ebbing, gerileme veya azalma anlamına gelen bir fiildir.

Örnek Cümleler:


1. The crowd gradually ebbed away from the concert venue. (Kalabalık konser alanından yavaş yavaş çekildi.)
2. The pain in my foot slowly ebbed away. (Ayak ağrım yavaşça azaldı.)
3. The tide began to ebb as the sun started to rise. (Güneş doğmaya başladığında, deniz geri çekilmeye başladı.)
4. The storm’s intensity ebbing was a sign that it was finally subsiding. (Fırtınanın şiddetinin azalması sonunda yatıştığına dair bir işaret oldu.)
5. The river’s water level was ebbing due to the lack of rain. (Nehir su seviyesi, yağmurun olmayışından dolayı azalmaktaydı.)
6. The enthusiasm of the audience slowly ebbed as the speaker droned on. (Konuşmacı sıkıcı olduğu için seyircinin heyecanı yavaşça azaldı.)
7. The sun set and the light ebbed from the sky. (Güneş battı ve ışık gökyüzünden çekildi.)
8. His strength was ebbing away as he struggled to finish the race. (Yarışı bitirmek için çabalarken gücü azalmaya başladı.)
9. The economic growth of the country has started to ebb due to high inflation rates. (Ülkenin ekonomik büyümesi, yüksek enflasyon oranları nedeniyle azalmaya başladı.)
10. The river’s flow was ebbing due to the dam upstream. (Yukarıdaki baraj nedeniyle nehrin akışı azalmaktaydı.)
11. The popularity of the band ebbed after the lead singer left. (Solocu ayrıldıktan sonra, grubun popülaritesi azalmaya başladı.)
12. His interest in the project ebbed away as he realized it wasn’t feasible. (Projenin uygulanabilir olmadığını fark edince, ilgisi azalmaya başladı.)
13. The snow began to ebb as the storm moved out of the area. (Fırtına bölgeden ayrıldıkça, kar azalmaya başladı.)
14. The pain was ebbing, but it wasn’t completely gone. (Ağrı azalmaya başlamıştı, ama tamamen gitmemişti.)
15. The energy in the room ebbed as the meeting went on for hours. (Toplantı saatler ilerledikçe odadaki enerji azaldı.)
16. The political power of the ruling party has been ebbing for months. (Hükümet partisinin siyasi gücü aylardır azalmaktadır.)
17. The athlete’s strength ebbed away as he reached the end of the marathon. (Maratonun sonuna geldikçe, sporcu gücünü kaybetmeye başladı.)
18. The excitement of the kids ebbed as the amusement park closed for the day. (Eğlence parkı günün sonunda kapandığında

, çocukların heyecanı azalmaya başladı.)
19. The mood in the room ebbed and flowed as the discussion went on. (Tartışma devam ettikçe, odadaki hava dalgalanmaya başladı.)

  1. The tide continued to ebb, revealing a rocky shore. (Deniz geri çekilmeye devam etti ve kayalık bir sahil ortaya çıktı.)

(Türkçe karşılıkların yanı sıra, örnek cümlelerin İngilizce halleri mavi ve kalın olarak yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.