Unimpressed İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unimpressed İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Unimpressed nedir?

Unimpressed, Türkçe karşılığı “etkilenmemiş” veya “ilgisiz” olan bir İngilizce kelimedir. Bir şeyden veya birinin davranışından etkilenmemiş veya etkilenmediğimizi ifade etmek için kullanılır.

Örnek cümleler:

1. I was unimpressed with the service at that restaurant. (O restorandaki hizmetten etkilenmedim.)
2. The team’s performance left the coach unimpressed. (Takımın performansı koçu etkilemedi.)
3. She was unimpressed by his attempts to impress her. (Onu etkilemeye çalışan çabaları onu etkilemedi.)
4. He looked unimpressed with the movie we watched. (İzlediğimiz film onu etkilememiş gibi görünüyordu.)
5. The judges were unimpressed with the contestant’s talent. (Hakemler yarışmacının yeteneğinden etkilenmedi.)
6. The audience was unimpressed with the comedian’s jokes. (İzleyiciler, komedyenin şakalarından etkilenmedi.)
7. The investor was unimpressed with the company’s financial projections. (Yatırımcı, şirketin mali projeksiyonlarından etkilenmedi.)
8. The teacher was unimpressed with the student’s excuse for not doing the homework. (Öğretmen, öğrencinin ödev yapmama bahanesinden etkilenmedi.)
9. She was unimpressed by the expensive gifts he gave her. (Ona verdiği pahalı hediyeler onu etkilemedi.)
10. His parents were unimpressed with his choice of career. (Ebeveynleri, meslek seçiminden etkilenmediler.)
11. The art critic was unimpressed with the artist’s latest work. (Sanat eleştirmeni, sanatçının son çalışmasından etkilenmedi.)
12. The audience was unimpressed by the singer’s performance. (İzleyiciler, şarkıcının performansından etkilenmedi.)
13. The customer was unimpressed with the quality of the product. (Müşteri, ürünün kalitesinden etkilenmedi.)
14. The boss was unimpressed with the employee’s excuse for being late. (Patron, çalışanın geç kalmak için bahanesinden etkilenmedi.)
15. The critics were unimpressed with the director’s latest film. (Eleştirmenler, yönetmenin son filminde etkilenmediler.)
16. The teacher was unimpressed with the student’s answer to the question. (Öğretmen, öğrencinin soruya verdiği cevaptan etkilenmedi.)
17. The interviewer was unimpressed with the candidate’s qualifications. (Mülakatçı, adayın niteliklerinden etkilenmedi.)
18. The audience was unimpressed with the magician’s tricks. (İzleyiciler, sihirbazın numaralarından etkilenmedi.)
19. The judge was unimpressed with the lawyer’s argument. (Hakim, avukatın argümanlarından etkilenmedi.)
20. The customer was unimpressed

with the salesperson’s explanation of the product. (Müşteri, satış temsilcisinin ürün açıklamasından etkilenmedi.)