Easement İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Easement İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Easement Nedir?

Easement, bir kişinin başka bir kişinin mülkiyetinde olan bir arazi üzerinde belirli bir hakka sahip olması anlamına gelir. Easement, genellikle bir arazinin kullanımını sınırlandıran bir tür taşınmaz haklarıdır.

Örnek cümleler:

1. The neighbor has an easement to access the road that passes through our property. (Komşunun arazimizden geçen yola erişim için bir ulaşım hakkı var.)
2. We granted the utility company an easement to install power lines on our land. (Elektrik şirketine, arazimizde elektrik hatları kurmak için bir hakkı verdik.)
3. The developer negotiated an easement with the adjacent landowner to allow access to the new housing development. (Geliştirici, yeni konut geliştirmesine erişim izni vermek için bitişik arsa sahibiyle bir easement görüşmesi yaptı.)
4. The easement prohibits anyone from building a structure on the land. (Easement, arazi üzerinde yapı inşa etmek isteyen herkesi yasaklar.)
5. The easement allows the neighboring property to use our pond for irrigation purposes. (Easement, komşu arsanın sulama amacıyla bizim göletimizi kullanmasına izin verir.)
6. The easement is transferable to any future owner of the property. (Easement, taşınmazın gelecekteki herhangi bir sahibine transfer edilebilir.)
7. We had to get an easement from the city to build a driveway on the sidewalk. (Kaldırıma bir araba yolu yapmak için şehirden bir easement almak zorunda kaldık.)
8. The easement allows the gas company to access the underground pipeline on our land. (Easement, gaz şirketinin arazimizdeki yeraltı boru hattına erişmesine izin verir.)
9. The easement holder is responsible for maintaining the easement area. (Easement sahibi, easement alanını korumaktan sorumludur.)
10. The easement only applies to the specific use outlined in the agreement. (Easement, anlaşmada belirtilen belirli kullanıma sadece uygulanır.)
11. The easement agreement was signed by both parties and recorded at the county clerk’s office. (Easement anlaşması, her iki tarafça imzalandı ve ilçe kaymakamlığına kaydedildi.)
12. We have an easement to use the driveway on our neighbor’s property to access our garage. (Komşumuzun arsasındaki garajımıza erişmek için araba yolunu kullanma hakkımız var.)
13. The easement allows the property owner to park their car on the adjacent street. (Easement, arsa sahibine bitişik sokakta arabasını park etme izni verir.)
14. The easement gives the utility company the right to trim trees on our land to maintain power lines. (Easement, elektrik şirketine, elektrik hatlarını korumak için arazimizdeki

ağaçları budama hakkı verir.)
15. The easement holder may not interfere with the property owner’s use of the land. (Easement sahibi, arsa sahibinin arazi kullanımını engelleyemez.)

16. The easement allows the neighboring property to access our well for water. (Easement, komşu arsanın su ihtiyacını karşılamak için kuyumuzu kullanmasına izin verir.)
17. The easement is for the benefit of the holder and does not confer ownership of the land. (Easement, sahibin yararına ve arazi sahipliği sağlamaz.)
18. We had to negotiate an easement with the homeowner’s association to build a fence on the property line. (Arsa sınırına çit yapmak için ev sahipleri derneğiyle bir easement görüşmesi yapmak zorunda kaldık.)
19. The easement allows the public to access the beach through the private property. (Easement, halkın özel araziden plaja erişmesine izin verir.)
20. The easement was granted to the city to allow the installation of a sewer line on our land. (Kanalizasyon hattının arazimizde kurulmasına izin vermek için easement şehre verildi.)