Pastoralize İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pastoralize İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pastoralize Nedir?

Pastoralize, çiftlik hayatı veya kırsal hayat tarzını betimlemek veya bir bölgeyi tarımsal faaliyetlere uygun hale getirmek için kullanılan bir fiildir.

Örnek cümleler:

1. I want to pastoralize my backyard by planting some fruit trees. (Arka bahçemi meyve ağaçları dikerek çiftlik hayatı tarzına uygun hale getirmek istiyorum.)
2. The city is trying to pastoralize the outskirts by promoting agriculture. (Şehir, tarımı teşvik ederek kenar mahalleleri çiftçi hayatına uygun hale getirmeye çalışıyor.)
3. He dreamed of pastoralizing the abandoned land and starting a farm. (O, terkedilmiş araziyi çiftçilik yapmak için kullanarak pastoral bir yaşam sürmek hayalini kurdu.)
4. The government launched a campaign to pastoralize rural areas and attract more people to live there. (Hükümet, kırsal alanları pastoral hale getirerek orada yaşamak için daha fazla insanı çekmek için bir kampanya başlattı.)
5. The artist painted a pastoral scene with cows grazing in a field. (Sanatçı, bir çayırda otlayan ineklerle pastoral bir manzara resmetti.)
6. They plan to pastoralize the valley by building irrigation systems and cultivating crops. (Vadiyi sulama sistemleri inşa ederek ve ürün yetiştirerek pastoral hale getirmeyi planlıyorlar.)
7. She loves to read pastoral literature, which depicts a simpler way of life. (O, daha basit bir yaşamı tasvir eden pastoral edebiyatı okumayı sever.)
8. The local government is working to pastoralize the economy by investing in agriculture and tourism. (Yerel hükümet, tarım ve turizme yatırım yaparak ekonomiyi pastoral hale getirmeye çalışıyor.)
9. The pastoral landscape is a favorite subject of many painters. (Pastoral manzara, birçok ressamın favori konularından biridir.)
10. They decided to pastoralize their lifestyle by moving to a farm and living off the land. (Toprağın ürünlerine dayanarak bir çiftlikte yaşayarak yaşamlarını pastoral hale getirmeye karar verdiler.)
11. The government is providing incentives to pastoralize rural communities. (Hükümet, kırsal toplulukları pastoral hale getirmek için teşvikler sağlıyor.)
12. The company plans to pastoralize its image by emphasizing its commitment to sustainability and environmental responsibility. (Şirket, sürdürülebilirliğe ve çevresel sorumluluğa olan bağlılığını vurgulayarak imajını pastoral hale getirmeyi planlıyor.)
13. She wants to pastoralize her wardrobe by wearing more natural fabrics and earthy colors. (O, daha doğal kumaşlar ve toprak tonlarında giysiler giyerek gardırobunu pastoral hale getirm

14. The film depicted a pastoral life in the countryside, where people live in harmony with nature. (Film, insanların doğayla uyum içinde yaşadığı kırsal bir pastoral hayatı tasvir etti.)
15. The writer used pastoral imagery to convey a sense of peace and tranquility. (Yazar, huzur ve sükunet duygusu iletmek için pastoral imgeler kullandı.)
16. The government’s plan to pastoralize the region by introducing new agricultural technologies has met with some resistance from local farmers. (Hükümetin, yeni tarım teknolojileri tanıtarak bölgeyi pastoral hale getirme planı, yerel çiftçilerden bazıları tarafından karşı çıktı.)
17. She enjoys listening to pastoral music, which reminds her of her childhood spent in the countryside. (O, çocukluğunu kırsalda geçirdiği için kendisini hatırlatan pastoral müzik dinlemekten keyif alır.)
18. The artist created a pastoral sculpture of a farmer working in a field. (Sanatçı, bir tarlada çalışan bir çiftçinin pastoral bir heykelini yarattı.)
19. He hopes to pastoralize his community by starting a community garden and promoting local agriculture. (O, topluluk bahçesi oluşturarak ve yerel tarımı teşvik ederek toplumunu pastoral hale getirmeyi umuyor.)
20. The film director chose to shoot the movie in a pastoral setting, with rolling hills and fields of wheat. (Film yönetmeni, yuvarlak tepeler ve buğday tarlalarıyla pastoral bir ortamda filmi çekmeyi tercih etti.)