Duration İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Duration İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Duration Nedir?

Duration, bir olayın ya da sürecin ne kadar sürdüğünü ifade eden bir kelime olarak kullanılır. Türkçe karşılığı “süre” ya da “devam süresi” olarak çevrilebilir.

Örnek cümleler:

1. The duration of the movie was two hours. (Film’in süresi iki saat idi.)
2. The duration of the concert was three hours. (Konsertin süresi üç saat idi.)
3. What is the duration of the flight? (Uçuşun süresi nedir?)
4. The duration of the meeting was longer than expected. (Toplantının süresi beklenenden daha uzundu.)
5. The duration of the storm was two hours. (Fırtınanın süresi iki saat idi.)
6. The duration of the play was one hour and thirty minutes. (Oyunun süresi bir saat otuz dakikaydı.)
7. The duration of the class is 45 minutes. (Dersin süresi 45 dakikadır.)
8. The duration of the exam is two hours. (Sınavın süresi iki saat.)
9. The duration of the race was three hours and forty-five minutes. (Yarışın süresi üç saat kırk beş dakikaydı.)
10. The duration of the speech was only ten minutes. (Konuşmanın süresi sadece on dakikaydı.)
11. The duration of the trip was three days. (Seyahatin süresi üç gün oldu.)
12. The duration of the basketball game was one hour and twenty minutes. (Basketbol maçının süresi bir saat yirmi dakikaydı.)
13. The duration of the surgery was four hours. (Ameliyatın süresi dört saat oldu.)
14. The duration of the playtime is limited to two hours. (Oyun süresi iki saatle sınırlıdır.)
15. The duration of the lesson was extended by thirty minutes. (Dersin süresi otuz dakika uzatıldı.)
16. The duration of the wait was unbearable. (Beklemenin süresi dayanılmazdı.)
17. The duration of the book club meeting was one hour. (Kitap kulübü toplantısının süresi bir saatti.)
18. The duration of the lecture was three hours. (Dersin süresi üç saatti.)
19. The duration of the flight delay was two hours. (Uçuş gecikmesinin süresi iki saatti.)
20. The duration of the test is one hour. (Sınavın süresi bir saat.)

Devam Et ile İlgili Cümleler

“Devam et” ifadesi, bir eyleme veya sürece devam etmek için kullanılır. İngilizcede “keep going” veya “continue” olarak da ifade edilir.

1. Don’t give up, just keep going. (Pes etme, sadece devam et.)
2. We need to continue our efforts to achieve our goal. (Hedefimize ulaşmak için çabalarımıza devam etmemiz gerekiyor.)
3. He told me to continue working on the project. (Proje üzerinde çalışmaya devam etmemi söyledi.)
4. Let’s continue the discussion tomorrow. (Tartışmaya yarın devam edelim.)
5. The team decided to continue with their original plan. (Ekip, orijinal planlarına devam etmeye karar verdi.)
6. The rain didn’t stop, it just kept going all day. (Yağmur durmadı, tüm gün devam etti.)
7. She told me to continue practicing until I get it right. (Doğru yapana kadar pratik yapmaya devam etmemi söyledi.)
8. We should continue to support each other through difficult times. (Zor zamanlarda birbirimizi desteklemeye devam etmeliyiz.)
9. The teacher asked the students to continue their work quietly. (Öğretmen öğrencilere sessizce çalışmaya devam etmelerini söyledi.)
10. The company plans to continue expanding its business globally. (Şirket, işini küresel olarak genişletmeye devam etmeyi planlıyor.)
11. The band kept playing even though the power went out. (Grup, güç kesilmesine rağmen çalmaya devam etti.)
12. The negotiations will continue until a deal is reached. (Anlaşma sağlanana kadar müzakereler devam edecek.)
13. He promised to continue supporting the charity. (Hayır kurumuna destek vermeye devam edeceğini söz verdi.)
14. The traffic was so bad, we had to continue driving for another hour. (Trafik o kadar kötüydü ki, bir saat daha sürmeye devam ettik.)
15. The doctor advised her to continue taking the medication for another week. (Doktor, ilacı bir hafta daha almaya devam etmesini önerdi.)
16. Despite the challenges, the team continued to work together. (Zorluklara rağmen, ekip birlikte çalışmaya devam etti.)
17. He urged the government to continue investing in renewable energy. (Hükümeti yenilenebilir enerjiye yatırım yapmaya devam etmeye teşvik etti.)
18. The music was so good, the crowd begged the band to continue playing. (Müzik o kadar iyiydi ki, kalabalık grubun çalmaya devam etmesini yalvardı.)
19. The company announced its plans to continue developing new products. (Şirket, yeni ürünler geliştirmeye devam etme planlarını duyurdu.)
20. He promised to continue working hard and never give up on his dreams. (Hayallerinden vazgeçmeden çalışmaya devam etmey