Parson İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Parson İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Parson

Parson, İngilizce dilinde “pastör” veya “rüştiye papazı” anlamına gelir. Parson genellikle Anglikan Kilisesi’nin papazları için kullanılır.

  1. The parson delivered a powerful sermon on Sunday. (Pazar günü rüştiye papazı güçlü bir vaaz verdi.)
  2. The parson is responsible for leading worship services at the church. (Rüştiye papazı kilisedeki ibadet hizmetlerini yönetmekten sorumludur.)
  3. The parsonage is located next to the church. (Rüştiye papazının evi kilisenin yanında yer almaktadır.)
  4. The parson’s sermon was well-received by the congregation. (Rüştiye papazının vaazı cemaat tarafından iyi karşılandı.)
  5. The parson provided comfort and support to the grieving family. (Rüştiye papazı yas tutan aileye destek ve teselli sağladı.)
  6. The parson has been serving this community for over 30 years. (Rüştiye papazı bu topluluğa 30 yıldan fazla hizmet vermektedir.)
  7. The parson leads Bible study sessions on Wednesday evenings. (Rüştiye papazı Çarşamba akşamları İncil okuma toplantılarını yönetir.)
  8. The parson is known for his kindness and compassion towards others. (Rüştiye papazı diğer insanlara karşı gösterdiği iyilik ve merhametle tanınır.)
  9. The parson’s duties include visiting the sick and elderly in the community. (Rüştiye papazının görevleri arasında topluluktaki hastaları ve yaşlıları ziyaret etmek yer alır.)
  10. The parson officiated at the wedding ceremony. (Rüştiye papazı düğün töreninde görev yaptı.)
  11. The parson’s sermon focused on forgiveness and reconciliation. (Rüştiye papazının vaazı affetme ve uzlaşmaya odaklandı.)
  12. The parson was invited to speak at the community event. (Rüştiye papazı topluluk etkinliğinde konuşmak üzere davet edildi.)
  13. The parson’s message was one of hope and encouragement. (Rüştiye papazının mesajı umut ve teşvik vericiydi.)
  14. The parson prayed for peace and unity in the world. (Rüştiye papazı dünyada barış ve birlik için dua etti.)
  15. The parson counseled a couple who were having marital problems. (Rüştiye papazı evlilik sorunları yaşayan bir çiftle danışmanlık yaptı.)
  16. The parson’s sermon challenged the congregation to live more virtuous lives. (Rüştiye papazının vaazı cemaati daha erdemli bir hayat yaşamaya çağırdı.)
  17. The parson organized a charity fundraiser for the local food bank. (Rüştiye papazı yerel gıda bankası için bir hayırseverlik etkinliği

düzenledi.)
18. The parson visited the prison to offer spiritual guidance to the inmates. (Rüştiye papazı, mahkumlara manevi rehberlik sunmak için hapishaneye gitti.)

  1. The parson’s message of love and compassion resonated with the congregation. (Rüştiye papazının sevgi ve merhamet mesajı cemaatle uyumlu bir şekilde yankılandı.)
  2. The parson’s commitment to serving others is an inspiration to all who know him. (Rüştiye papazının diğer insanlara hizmet etme konusundaki bağlılığı, onu tanıyan herkes için bir ilham kaynağıdır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.