Drum İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Drum İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Drum Nedir?

Drum, vurmalı çalgılar ailesine ait bir çalgıdır. Silindir şeklinde bir gövdesi vardır ve üzerine gerilmiş deriler çıngıraklar veya zillerle donatılmış olabilir. Davul olarak da bilinir.

Örnek Cümleler:

  1. The drummer played a solo on his drum set. (Davulcusu, davul takımı üzerinde bir solo çaldı.)
  2. I can hear the sound of drumming coming from the music room. (Müzik odasından davul çalma sesi duyabiliyorum.)
  3. He beat the drum loudly to get everyone’s attention. (Herkesin dikkatini çekmek için davulu yüksek sesle çaldı.)
  4. The marching band’s drumline is always impressive during parades. (Yürüyüş bandosunun davul grubu, geçit törenleri sırasında her zaman etkileyicidir.)
  5. She used a drum to keep the beat while practicing the song. (Şarkıyı çalışırken ritmi tutmak için davul kullandı.)
  6. The drum circle at the festival was a highlight of the event. (Festivallerdeki davul çemberi etkinliğin en dikkat çeken kısmıydı.)
  7. The sound of the drum echoed through the concert hall. (Davulun sesi konser salonunda yankılandı.)
  8. The drummer’s hands moved quickly across the drum kit. (Davulcunun elleri, davul takımı üzerinde hızla hareket etti.)
  9. She gave the drum a strong hit with her drumstick. (Davulu, davul tokmağıyla güçlü bir şekilde vurdu.)
  10. The traditional music was accompanied by the rhythmic beating of drums. (Geleneksel müzik, ritmik davul vuruşları eşliğinde çalındı.)
  11. The drum solo was the highlight of the concert. (Davul solosu, konserin en önemli bölümüydü.)
  12. He tuned the drum before the performance to make sure it sounded perfect. (Performans öncesi davulu ayarladı, mükemmel ses çıkmasını sağladı.)
  13. The drummer’s skillful playing impressed everyone in the audience. (Davulcunun yetenekli çalması, seyircilerin herkesini etkiledi.)
  14. The drumbeat echoed across the battlefield, signaling the start of the battle. (Davul vuruşu, savaşın başlangıcını haber vererek savaş alanında yankılandı.)
  15. She learned to play the drums by practicing every

day for hours on end. (Davul çalmayı, saatlerce aralıksız çalışarak öğrendi.)
16. The drumming competition drew participants from all over the world. (Davul yarışması, dünyanın her yerinden katılımcıları çekti.)

  1. The sound of the drum added an exciting energy to the music. (Davulun sesi, müziğe heyecanlı bir enerji kattı.)
  2. The percussion section included a variety of drums and other instruments. (Vurmalı çalgılar bölümü, çeşitli davullar ve diğer enstrümanlar içeriyordu.)
  3. He played the drum softly to create a mellow sound. (Davulu yumuşak bir şekilde çalıp hafif bir ses oluşturdu.)
  4. The drumming circle provided a sense of community and unity among its participants. (Davul çemberi, katılımcıları arasında bir topluluk ve birlik hissi sağladı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.