Drowsy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Drowsy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Drowsy

Drowsy kelimesi Türkçede “uyku hali” anlamına gelir. Bu kelime cümle içinde sıklıkla kullanılır ve özellikle sıkıcı ya da monoton aktivitelerin yapıldığı durumlarda ortaya çıkar.

İşte drowsy kelimesinin örnek cümlelerle kullanımı:

  1. I felt drowsy after eating a heavy meal. (Ağır bir yemek yedikten sonra uykulu hissettim.)
  2. The warm weather made me feel drowsy. (Sıcak hava beni uykulu hissettirdi.)
  3. The boring lecture made the students drowsy. (Sıkıcı ders öğrencileri uykulu hale getirdi.)
  4. The medication made her feel drowsy. (İlaç onu uykulu hissettirdi.)
  5. He drove while feeling drowsy, which was very dangerous. (Uykulu hissederken arabayı kullanması çok tehlikeliydi.)
  6. The sound of the rain made her drowsy. (Yağmurun sesi onu uykulu hale getirdi.)
  7. The baby’s drowsiness was a sign that it was time for a nap. (Bebekteki uykulu hali şekerlemesi gerektiğinin bir işaretiydi.)
  8. I always feel drowsy in the afternoon. (Öğleden sonra her zaman uykulu hissederim.)
  9. The drowsy feeling after taking allergy medicine is quite common. (Alerji ilacı alındıktan sonra hissedilen uykulu hali oldukça yaygındır.)
  10. The warm and cozy room made me feel drowsy. (Sıcak ve rahat oda beni uykulu hissettirdi.)
  11. The repetitive nature of the task made him feel drowsy. (Görevin tekrarlayan doğası onu uykulu hissettirdi.)
  12. I usually get drowsy when I read in bed. (Yatakta okuduğumda genellikle uykulu hissederim.)
  13. The movie was so boring that I felt drowsy halfway through. (Film o kadar sıkıcıydı ki yarıda uykulu hissettim.)
  14. The long car ride made everyone feel drowsy. (Uzun araba yolculuğu herkesi uykulu hissettirdi.)
  15. She tried to fight off her drowsiness during the meeting. (Toplantıda uykulu halini savuşturmaya çalıştı.)
  16. The drowsiness caused by jet lag can be difficult to overcome. (Jet lag’in neden olduğu uykulu hali aşmak zor olabilir.)
  17. The medication made him drowsy, so he decided not to drive. (İlaç onu uykulu hissettirdi, bu yüzden arabayı kullanmamaya karar verdi.)
  18. I couldn’t concentrate on my work because I was feeling drowsy. (Uykulu hissettiğimden işime odaklanamadım.)
  19. The warm bath made her feel drowsy and relaxed. (Sıcak banyo onu uykulu ve rahatlamış hissettirdi.)
  1. He struggled to stay awake during the long and boring meeting. (Uzun ve sıkıcı toplantı boyunca uyanık kalmakta zorlandı.)

  2. The drowsy feeling in the morning is common for many people. (Sabahları hissedilen uykulu hali birçok insan için yaygındır.)

  3. The hypnotic music made her feel drowsy and relaxed. (Hipnotik müzik onu uykulu ve rahatlamış hissettirdi.)

  4. The warm and cozy bed made him feel drowsy and ready for sleep. (Sıcak ve rahat yatak onu uykulu ve uyumaya hazır hissettirdi.)

  5. The repetitive sound of the train made her drowsy during the long ride. (Uzun yolculuk boyunca trenin tekrarlayan sesi onu uykulu hissettirdi.)

  6. The drowsiness caused by medication is a common side effect. (İlaçların neden olduğu uykulu hali yaygın bir yan etkidir.)

  7. The monotony of the task made her feel drowsy and bored. (Görevin monotonluğu onu uykulu ve sıkılmış hissettirdi.)

  8. She tried to fight off her drowsiness by drinking coffee. (Kahve içerek uykulu halini savuşturmaya çalıştı.)

  9. The drowsy feeling after a nap is often refreshing. (Şekerlemeden sonra hissedilen uykulu hali genellikle yenileyicidir.)

  10. The drowsiness caused by sleep deprivation is dangerous when driving. (Uyku yoksunluğunun neden olduğu uykulu hali araba kullanırken tehlikelidir.)

  11. The warm and sunny day made him feel drowsy and lazy. (Sıcak ve güneşli gün onu uykulu ve tembel hissettirdi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.