Dozy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dozy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dozy İle İlgili Cümleler İngilizce

Dozy, Türkçe dilinde “uyuşturucu etkisi altında olan, uykulu” gibi anlamlara gelir. İşte size dozy kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle:

  1. After taking the allergy medicine, I felt very dozy. (Alerji ilacını aldıktan sonra çok uykulu hissettim.)
  2. The warm weather made everyone feel dozy and lazy. (Sıcak hava herkesi uykulu ve tembel hissettirdi.)
  3. I couldn’t concentrate on my work because I was feeling too dozy. (Çok uykulu hissettiğim için işime odaklanamadım.)
  4. The teacher had to wake up the dozy student who was sleeping in class. (Sınıfta uyuyan uykulu öğrenciyi öğretmen uyandırmak zorunda kaldı.)
  5. She drank a cup of chamomile tea to help her feel less dozy. (Daha az uykulu hissetmesine yardımcı olmak için bir fincan papatya çayı içti.)
  6. The baby’s dozy eyes closed as she drifted off to sleep. (Bebeğin uykulu gözleri kapandı ve uyuyakaldı.)
  7. The dozy driver almost caused a car accident on the highway. (Uykulu sürücü neredeyse otoyolda bir kaza yapacaktı.)
  8. He felt dozy after the long flight and needed a nap. (Uzun uçuş sonrası uykulu hissetti ve bir şekerleme yapması gerekiyordu.)
  9. The dozy cat stretched lazily in the sun. (Uykulu kedi güneşte tembelce gerindi.)
  10. I always feel dozy after eating a big meal. (Büyük bir yemek yedikten sonra her zaman uykulu hissederim.)
  11. She spoke in a dozy voice, barely able to keep her eyes open. (Gözlerini açık tutmakta zorlanarak uykulu bir sesle konuştu.)
  12. The dozy dog snored loudly in the corner. (Uykulu köpek köşede yüksek sesle horladı.)
  13. The dozy atmosphere of the spa was perfect for relaxing. (Spa’nın uykulu atmosferi rahatlamak için mükemmeldi.)
  14. He blinked his dozy eyes and tried to focus on the TV screen. (Uykulu gözlerini kırpıştırdı ve TV ekranına odaklanmaya çalıştı.)
  15. The dozy child yawned and rubbed his eyes, indicating that it was time for bed. (Uykulu çocuk esnedi ve gözlerini ovdu, artık yatma vaktinin geldiğini gösterdi.)
  16. The dozy feeling of the pain medication made him drowsy. (Ağrı kesici ilacın uykulu hissi onu uykulu yaptı.)
  17. The dozy silence of the countryside was a welcome change from the noisy city. (Kırsalın uykulu sessizliği, gürültülü şehirden ho

ş bir değişiklikti.)
18. She leaned her head back against the chair, enjoying the dozy feeling that came over her. (Sırtını sandalyeye dayadı ve üzerine gelen uykulu hissin tadını çıkardı.)

  1. The dozy haze of the early morning made it hard to wake up. (Erken sabahın uykulu sisliği uyanmayı zorlaştırdı.)
  2. The dozy bumblebee buzzed lazily around the flowers. (Uykulu bombus arısı çiçeklerin etrafında tembelce uğulduyor.)

Bu örnek cümlelerde, “dozy” kelimesi uyku, uykulu, tembel, uyuşturucu etkisi altında olan gibi anlamlarda kullanılmıştır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.