Double Dealing İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Double Dealing İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Double Dealing Nedir?


Double dealing, ikiyüzlülük ve ikiyüzlü davranışları ifade eden bir terimdir. Kişinin iki farklı tarafı için farklı şeyler söyleyip, iki taraf arasında çıkar sağlamaya çalışmasıdır.

Örnek cümleler:

  1. He was accused of double dealing in the stock market. (Hisse senedi piyasasında çift taraflı davranışlarıyla suçlandı.)
  2. I can’t stand people who engage in double dealing. (İkiyüzlü davranışlarda bulunan insanlardan hoşlanmam.)
  3. She was caught double dealing with her two best friends. (En iyi iki arkadaşıyla çift taraflı davranırken yakalandı.)
  4. His double dealing was exposed when his lies were revealed. (Yalanları ortaya çıktığında çift taraflı davranışları da açığa çıktı.)
  5. I didn’t trust him because of his history of double dealing. (Onun çift taraflı geçmişi nedeniyle ona güvenmedim.)
  6. She accused him of double dealing in their business partnership. (İş ortaklıklarında çift taraflı davranmakla suçladı.)
  7. The politician’s double dealing caused him to lose the election. (Politikacının çift taraflı davranışları onun seçimi kaybetmesine neden oldu.)
  8. I caught him in a double dealing scheme and cut ties with him. (Onu çift taraflı bir planın içinde yakaladım ve onunla ilişkimi kestim.)
  9. The company’s double dealing tactics were unethical and illegal. (Şirketin çift taraflı taktikleri etik ve yasadışıydı.)
  10. The detective suspected double dealing in the company’s financial records. (Araştırmacı, şirketin finansal kayıtlarında çift taraflı davranış şüphesi taşıyordu.)
  11. She was fired for her double dealing in the workplace. (İş yerindeki çift taraflı davranışları nedeniyle işten çıkarıldı.)
  12. The teacher warned the students against double dealing during group projects. (Öğretmen, grup projeleri sırasında çift taraflı davranmamaları konusunda öğrencileri uyardı.)
  13. The athlete’s double dealing with performance-enhancing drugs led to his disqualification. (Performans arttırıcı ilaçlarla çift taraflı davranışları nedeniyle atletin diskalifiye edilmesine neden oldu.)
  14. The company’s double dealing was exposed in a major scandal. (Büyük bir skandalda şirketin çift taraflı davranışları ortaya çıktı.)
  15. He tried to cover up his double dealing, but the evidence was overwhelming. (Çift taraflı davranışlarını örtbas etmeye çalıştı, ama kanıtlar çok netti.)
  16. The lawyer accused the opposing counsel of double dealing during the trial. (Avukat, duruşma s

ırasında karşı tarafın çift taraflı davrandığını iddia etti.)
17. The businessman’s double dealing resulted in a loss of trust from his clients. (İş adamının çift taraflı davranışları, müşterilerinin güven kaybetmesine neden oldu.)

  1. The company’s reputation was ruined by their double dealing practices. (Şirketin çift taraflı uygulamaları, itibarını zedeledi.)
  2. The politician’s double dealing was exposed by a journalist. (Gazeteci, politikacının çift taraflı davranışlarını ortaya çıkardı.)
  3. I refuse to be involved in any double dealing, as it goes against my values. (Değerlerime aykırı olduğu için, herhangi bir çift taraflı davranışa karışmayı reddediyorum.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.