Do-Nothing İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Do-Nothing Nedir?
Do-nothing, Türkçe karşılığı “hiçbir şey yapmamak” olan bir ifadedir. Bu ifade, genellikle bir durumda gereken veya beklenen bir şeyi yapmayan bir kişiyi veya işlemi tanımlamak için kullanılır.
Örnek Cümleler:
- The manager was accused of do-nothing attitude towards the company’s problems. (Yönetici, şirketin sorunlarına karşı hiçbir şey yapmayan bir tavır sergilediği suçlamasıyla karşı karşıya kaldı.)
- I can’t stand do-nothing days, I need to be productive. (Hiçbir şey yapmadığım günleri kaldıramıyorum, verimli olmaya ihtiyacım var.)
- The government’s do-nothing policy is only making the situation worse. (Hükümetin hiçbir şey yapmayan politikası sadece durumu kötüleştiriyor.)
- He just sat there with a do-nothing look on his face. (Sadece orada oturup, yüzünde hiçbir şey yapmayan bir ifadeyle bekledi.)
- She accused her friend of being a do-nothing and never helping her. (Arkadaşını hiçbir şey yapmayan ve hiçbir zaman yardım etmeyen biri olmakla suçladı.)
- I can’t believe how do-nothing the company’s response to the crisis has been. (Krize yanıt olarak şirketin ne kadar hiçbir şey yapmayan olduğuna inanamıyorum.)
- The do-nothing approach is not going to solve the problem. (Hiçbir şey yapmama yaklaşımı sorunu çözmeyecek.)
- We can’t afford to have a do-nothing attitude towards climate change. (İklim değişikliği konusunda hiçbir şey yapmayan bir tavır takınacak durumda değiliz.)
- The CEO was criticized for his do-nothing leadership style. (CEO, hiçbir şey yapmayan liderlik tarzı nedeniyle eleştirildi.)
- I have a do-nothing day planned for tomorrow, just relaxing at home. (Yarın için hiçbir şey yapmayacağım bir günüm planlıyorum, sadece evde dinlenmek.)
- The do-nothing approach is not an option in this situation. (Bu durumda hiçbir şey yapmama yaklaşımı seçenek değil.)
- She felt guilty for having a do-nothing day instead of being productive. (Verimli olmak yerine hiçbir şey yapmayan bir gün geçirdiği için suçlu hissetti.)
- The company’s do-nothing response to the customer complaints led to a loss of business. (Müşteri şikayetlerine hiçbir şey yapmayan şirketin tepkisi, iş kaybına neden oldu.)
- The government’s do-nothing policy towards the pandemic is causing unnecessary deaths. (Salgın konusunda hükümetin hiçbir şey yapmayan politikası gereksiz ö
lümlere neden oluyor.)
15. The do-nothing approach may seem easier, but it’s not always the best choice. (Hiçbir şey yapmama yaklaşımı daha kolay gibi görünebilir, ancak her zaman en iyi seçenek değildir.)
- His do-nothing attitude was frustrating to those around him who were trying to get things done. (Yapılacak şeyleri yapmaya çalışanlar için etrafındaki insanların hiçbir şey yapmayan tavırları sinir bozucuydu.)
- The company’s do-nothing response to the safety concerns of its workers is unacceptable. (Şirketin işçilerinin güvenlik endişelerine hiçbir şey yapmayan yanıtı kabul edilemez.)
- Sometimes a do-nothing day is just what you need to recharge. (Bazen yeniden şarj olmak için hiçbir şey yapmayacağın bir güne ihtiyacın vardır.)
- The do-nothing approach can lead to missed opportunities and regrets. (Hiçbir şey yapmama yaklaşımı, fırsatların kaçırılmasına ve pişmanlıklara neden olabilir.)
- She wished she could have a do-nothing day, but her workload was too heavy. (Hiçbir şey yapmayacağı bir günü olsa da, iş yükü çok ağırdı.)
Hemen Yorum Yaz