Do-Nothing İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Do-Nothing İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Do-Nothing Nedir?

Do-nothing, Türkçe karşılığı “hiçbir şey yapmamak” olan bir ifadedir. Bu ifade, genellikle bir durumda gereken veya beklenen bir şeyi yapmayan bir kişiyi veya işlemi tanımlamak için kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. The manager was accused of do-nothing attitude towards the company’s problems. (Yönetici, şirketin sorunlarına karşı hiçbir şey yapmayan bir tavır sergilediği suçlamasıyla karşı karşıya kaldı.)
  2. I can’t stand do-nothing days, I need to be productive. (Hiçbir şey yapmadığım günleri kaldıramıyorum, verimli olmaya ihtiyacım var.)
  3. The government’s do-nothing policy is only making the situation worse. (Hükümetin hiçbir şey yapmayan politikası sadece durumu kötüleştiriyor.)
  4. He just sat there with a do-nothing look on his face. (Sadece orada oturup, yüzünde hiçbir şey yapmayan bir ifadeyle bekledi.)
  5. She accused her friend of being a do-nothing and never helping her. (Arkadaşını hiçbir şey yapmayan ve hiçbir zaman yardım etmeyen biri olmakla suçladı.)
  6. I can’t believe how do-nothing the company’s response to the crisis has been. (Krize yanıt olarak şirketin ne kadar hiçbir şey yapmayan olduğuna inanamıyorum.)
  7. The do-nothing approach is not going to solve the problem. (Hiçbir şey yapmama yaklaşımı sorunu çözmeyecek.)
  8. We can’t afford to have a do-nothing attitude towards climate change. (İklim değişikliği konusunda hiçbir şey yapmayan bir tavır takınacak durumda değiliz.)
  9. The CEO was criticized for his do-nothing leadership style. (CEO, hiçbir şey yapmayan liderlik tarzı nedeniyle eleştirildi.)
  10. I have a do-nothing day planned for tomorrow, just relaxing at home. (Yarın için hiçbir şey yapmayacağım bir günüm planlıyorum, sadece evde dinlenmek.)
  11. The do-nothing approach is not an option in this situation. (Bu durumda hiçbir şey yapmama yaklaşımı seçenek değil.)
  12. She felt guilty for having a do-nothing day instead of being productive. (Verimli olmak yerine hiçbir şey yapmayan bir gün geçirdiği için suçlu hissetti.)
  13. The company’s do-nothing response to the customer complaints led to a loss of business. (Müşteri şikayetlerine hiçbir şey yapmayan şirketin tepkisi, iş kaybına neden oldu.)
  14. The government’s do-nothing policy towards the pandemic is causing unnecessary deaths. (Salgın konusunda hükümetin hiçbir şey yapmayan politikası gereksiz ö

lümlere neden oluyor.)
15. The do-nothing approach may seem easier, but it’s not always the best choice. (Hiçbir şey yapmama yaklaşımı daha kolay gibi görünebilir, ancak her zaman en iyi seçenek değildir.)

  1. His do-nothing attitude was frustrating to those around him who were trying to get things done. (Yapılacak şeyleri yapmaya çalışanlar için etrafındaki insanların hiçbir şey yapmayan tavırları sinir bozucuydu.)
  2. The company’s do-nothing response to the safety concerns of its workers is unacceptable. (Şirketin işçilerinin güvenlik endişelerine hiçbir şey yapmayan yanıtı kabul edilemez.)
  3. Sometimes a do-nothing day is just what you need to recharge. (Bazen yeniden şarj olmak için hiçbir şey yapmayacağın bir güne ihtiyacın vardır.)
  4. The do-nothing approach can lead to missed opportunities and regrets. (Hiçbir şey yapmama yaklaşımı, fırsatların kaçırılmasına ve pişmanlıklara neden olabilir.)
  5. She wished she could have a do-nothing day, but her workload was too heavy. (Hiçbir şey yapmayacağı bir günü olsa da, iş yükü çok ağırdı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.