Dissemination İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dissemination İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dissemination Nedir?

Dissemination, yayma, dağıtma, yayılma anlamlarına gelir. Bilgi, haber veya fikirlerin geniş kitlelere ulaştırılması işlemidir.

Örnek cümleler:

  1. The dissemination of accurate information is crucial during a pandemic. (Doğru bilgi yayımı, pandemi döneminde hayati önem taşır.)
  2. The organization is planning to disseminate its findings through various channels. (Kuruluş, bulgularını çeşitli kanallar aracılığıyla yaymayı planlıyor.)
  3. The government needs to disseminate information on vaccination to combat misinformation. (Hükümetin yanlış bilgiyle mücadele etmek için aşı hakkında bilgi yayması gerekiyor.)
  4. The university uses social media to disseminate its research results. (Üniversite, araştırma sonuçlarını yaymak için sosyal medya kullanıyor.)
  5. The NGO organized an event to disseminate its message to the public. (Sivil toplum örgütü, mesajını halka yaymak için bir etkinlik düzenledi.)
  6. The company hired a PR firm to help with the dissemination of its new product. (Şirket, yeni ürününün yayımı için bir PR firması kiraladı.)
  7. The teacher used different teaching methods to disseminate knowledge effectively. (Öğretmen, bilgiyi etkili bir şekilde yaymak için farklı öğretim yöntemleri kullandı.)
  8. The media played a crucial role in the dissemination of information during the election. (Medya, seçim döneminde bilgi yayımında kritik bir rol oynadı.)
  9. The conference aims to disseminate research findings to a wider audience. (Konferans, araştırma bulgularını daha geniş bir kitleye yaymak için amaçlanmaktadır.)
  10. The health department has launched a campaign to disseminate information on healthy eating habits. (Sağlık departmanı, sağlıklı beslenme alışkanlıkları hakkında bilgi yaymak için bir kampanya başlattı.)
  11. The organization is using email marketing to disseminate its monthly newsletter. (Kuruluş, aylık bültenini yaymak için e-posta pazarlaması kullanıyor.)
  12. The website provides a platform to disseminate information on environmental issues. (Web sitesi, çevre sorunları hakkında bilgi yaymak için bir platform sağlar.)
  13. The event was a great opportunity to disseminate our brand to potential customers. (Etkinlik, potansiyel müşterilere markamızı yaymak için harika bir fırsattı.)
  14. The museum uses audio guides to disseminate information about the exhibits. (Müze, sergiler hakkında bilgi yaymak için sesli rehberler kullanır.)
  15. The government has allocated funds to support the dissemination of cultural heritage. (Hükümet, kültürel mirasın yayımını desteklemek için fon ayırdı.)
  16. The research paper aims to disseminate new findings on renewable energy sources. (Araştırma makalesi, yenilenebilir

enerji kaynakları hakkında yeni bulguları yaymak için amaçlanmaktadır.)
17. The NGO partnered with local communities to disseminate its message on climate change. (Sivil toplum örgütü, iklim değişikliği konusundaki mesajını yaymak için yerel topluluklarla iş birliği yaptı.)

  1. The training program aims to disseminate best practices in project management. (Eğitim programı, proje yönetiminde en iyi uygulamaları yaymak için amaçlanmaktadır.)
  2. The company uses influencer marketing to disseminate its brand to a younger audience. (Şirket, markasını genç bir kitleye yaymak için etkileyici pazarlamayı kullanır.)
  3. The government is investing in media literacy programs to combat the dissemination of fake news. (Hükümet, sahte haberlerin yayımıyla mücadele etmek için medya okuryazarlığı programlarına yatırım yapıyor.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.