Disrupt İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Disrupt İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Disrupt Kelimesi

Disrupt kelimesi Türkçe karşılığı “bozmak, aksatmak” olan İngilizce bir fiildir. Genellikle bir süreci, işi veya sektörü radikal bir şekilde değiştirmek anlamında kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. The new technology is expected to disrupt the traditional way of doing things. (Yeni teknolojinin geleneksel yapma şeklini bozması bekleniyor.)
2. The entrance of Amazon into the grocery market has disrupted the industry. (Amazon’un bakkal pazarına girmesi sektörü bozdu.)
3. The pandemic has disrupted the education system all over the world. (Pandemi dünya genelinde eğitim sistemini aksattı.)
4. The construction work next door is disrupting our daily routine. (Komşudaki inşaat çalışması günlük rutinimizi bozuyor.)
5. The sudden power outage disrupted the manufacturing process. (Ani elektrik kesintisi üretim sürecini bozdu.)
6. The loud music from the party next door disrupted our sleep. (Komşudaki partiye gelen yüksek sesli müzik uykumuzu bozdu.)
7. The invention of the internet disrupted the way we communicate. (İnternetin icadı ile iletişim şeklimizi bozdu.)
8. The ride-sharing apps have disrupted the taxi industry. (Sürüş paylaşım uygulamaları taksi endüstrisini bozdu.)
9. The introduction of smartphones disrupted the mobile phone industry. (Akıllı telefonların piyasaya sürülmesi, mobil telefon endüstrisini bozdu.)
10. The company’s sudden closure disrupted the lives of its employees. (Şirketin ani kapanışı çalışanlarının hayatını altüst etti.)
11. The introduction of electric cars is disrupting the oil industry. (Elektrikli arabaların piyasaya sürülmesi petrol endüstrisini bozuyor.)
12. The pandemic has disrupted global supply chains. (Pandemi, küresel tedarik zincirlerini bozdu.)
13. The new government policies are disrupting the way businesses operate. (Yeni hükümet politikaları işletmelerin işleyiş şeklini bozuyor.)
14. The weather disruption caused flight cancellations and delays. (Hava durumu bozukluğu uçuş iptallerine ve gecikmelere neden oldu.)
15. The protest disrupted the traffic flow in the city center. (Protesto, şehir merkezindeki trafik akışını bozdu.)
16. The factory closure disrupted the local economy. (Fabrika kapanışı yerel ekonomiyi bozdu.)
17. The construction of the new road is disrupting the wildlife habitat. (Yeni yolun yapımı, doğal yaşam alanlarını bozuyor.)
18. The new fashion trends are disrupting the traditional fashion industry. (Yeni moda trendleri, geleneksel moda endüstrisini bozuyor.)
19. The introduction of digital books is disrupting the publishing industry. (Dijital kitapların piyasaya sürülmesi, yayıncılı

endüstrisini bozuyor.)
20. The rise of e-commerce is disrupting the traditional brick-and-mortar retail industry. (E-ticaretin yükselişi, geleneksel mağaza perakende endüstrisini bozuyor.)