Ordeal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ordeal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ordeal Nedir?

Ordeal, bir kişinin bir suç veya suçlama ile ilgili olarak sınavdan geçirildiği bir test veya zorlu bir deneyimdir. Bu deneyim genellikle zorlu, acı verici veya stresli olabilir.

Örnek cümleler:

  1. She went through an ordeal when she was kidnapped and held captive for weeks. (Kaçırıldığı ve haftalarca esir tutulduğu için büyük bir çile çekti.)
  2. The survivors of the plane crash had to endure a harrowing ordeal before they were rescued. (Uçak kazasının hayatta kalanları, kurtarılana kadar korkunç bir deneyim yaşadılar.)
  3. The athlete faced an ordeal when he injured his leg during the competition. (Sporcu, yarışma sırasında bacağını incittiğinde büyük bir sınava tabi tutuldu.)
  4. Going through a divorce can be an emotional ordeal. (Boşanma süreci duygusal bir çile olabilir.)
  5. The soldier had to endure a grueling ordeal during his time in combat. (Asker, savaşta geçirdiği süre boyunca zorlu bir deneyim yaşadı.)
  6. The victim’s family had to go through a difficult ordeal during the trial. (Mağdurun ailesi, davada zorlu bir sınavdan geçmek zorunda kaldı.)
  7. Surviving a natural disaster can be an overwhelming ordeal. (Doğal afetten kurtulmak, ezici bir deneyim olabilir.)
  8. The hiker faced a life-threatening ordeal when he got lost in the wilderness. (Yürüyüşçü, vahşi doğada kaybolduğunda hayatı tehdit eden bir durumla karşı karşıya kaldı.)
  9. Being falsely accused of a crime can be a traumatic ordeal. (Suçsuz yere suçlanmak travmatik bir sınav olabilir.)
  10. The refugee family went through a difficult ordeal when they fled their war-torn country. (Mülteci ailesi, savaşın yıktığı ülkelerinden kaçarken zorlu bir deneyim yaşadı.)
  11. Facing a serious illness can be a painful ordeal for both the patient and their loved ones. (Ciddi bir hastalıkla yüzleşmek, hem hastanın hem de sevdiklerinin acı veren bir sınavı olabilir.)
  12. The kidnapped child’s family endured a harrowing ordeal until they were reunited. (Kaçırılan çocuğun ailesi, birleşene kadar korkunç bir deneyim yaşadı.)
  13. Surviving a plane crash is an unimaginable ordeal. (Uçak kazasından kurtulmak, hayal edilemez bir çile olabilir.)
  14. The victim had to relive the ordeal in court during the trial. (Mağdur, duruşmada olayı yeniden yaşamak zorunda kaldı.)
  15. The soldiers went through a rigorous ordeal during their training. (Askerler, eğitimleri sırasında zorlu bir deneyim yaşadılar.)
  16. Overcoming addiction can be a difficult and trying ordeal. (Ba
  1. Overcoming addiction can be a difficult and trying ordeal. (Bağımlılıktan kurtulmak zorlu ve yorucu bir sınav olabilir.)
  2. Being a caregiver for a terminally ill loved one can be a challenging ordeal. (Ölümcül hastalığı olan bir sevilen kişinin bakımını üstlenmek zorlu bir sınav olabilir.)
  3. Surviving a violent assault can be a traumatic ordeal. (Şiddetli saldırıdan kurtulmak travmatik bir deneyim olabilir.)
  4. The company’s financial crisis was a challenging ordeal for its employees. (Şirketin mali krizi, çalışanları için zorlu bir sınavdı.)
  5. The survivor’s recovery from a serious illness was a long and difficult ordeal. (Hayatta kalanın ciddi bir hastalıktan iyileşmesi uzun ve zorlu bir süreçti.)

(Türkçe karşılıklar koyu yazılmıştır)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.