Dismay İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dismay İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dismay (hayal kırıklığı, üzüntü) İle İlgili Cümleler:

Dismay, bir durumun veya olayın neden olduğu üzüntü, keder veya hayal kırıklığı hissidir. İşte, dismay kelimesinin İngilizce cümlelerde kullanımına örnekler:

  1. John felt great dismay when he failed his exam. (John, sınavını geçemediğinde büyük bir hayal kırıklığına uğradı.)
  2. The team’s loss filled them with dismay. (Takımın kaybı, onları üzüntüyle doldurdu.)
  3. The teacher’s disapproval filled the student with dismay. (Öğretmenin onaylamaması öğrenciyi üzüntüyle doldurdu.)
  4. The company’s financial loss was a source of dismay for its employees. (Şirketin mali kaybı, çalışanları için bir hayal kırıklığı kaynağıydı.)
  5. The news of her illness filled us with dismay. (Hastalığı hakkında haberimiz bizi üzüntüye boğdu.)
  6. The politician’s actions caused dismay among the public. (Politikacının eylemleri halk arasında üzüntüye neden oldu.)
  7. The sight of the destroyed building filled him with dismay. (Yıkılan binanın görüntüsü onu üzüntüye boğdu.)
  8. The cancellation of the concert caused great dismay among the fans. (Konserin iptali, hayranlar arasında büyük bir hayal kırıklığına neden oldu.)
  9. The failure of the project was met with dismay by the team. (Projenin başarısızlığı, takım tarafından üzüntüyle karşılandı.)
  10. The empty shelves at the store filled customers with dismay. (Mağazadaki boş raflar müşterileri üzüntüye boğdu.)
  11. The betrayal of her friend left her in a state of dismay. (Arkadaşının ihaneti onu üzüntüye düşürdü.)
  12. The collapse of the stock market caused widespread dismay. (Borsanın çöküşü geniş çapta üzüntüye neden oldu.)
  13. The loss of her job filled her with dismay. (İşini kaybetmek onu üzüntüye boğdu.)
  14. The broken vase caused her great dismay. (Kırılan vazo onu büyük bir hayal kırıklığına uğrattı.)
  15. The destruction caused by the hurricane filled the residents with dismay. (Kasırga tarafından neden olan yıkım, yerlileri üzüntüyle doldurdu.)
  16. The disapproval of her parents left her in a state of dismay. (Ebeveynlerinin onaylamaması onu üzüntüye düşürdü.)
  17. The delay of the flight caused dismay among the passengers. (Uçağın gecikmesi, yolcular arasında üzüntüye neden oldu.)
  18. The team’s loss in the championship game was a great source of dismay for its fans.
  1. The pollution of the river caused dismay among environmentalists. (Nehrin kirlenmesi, çevreciler arasında üzüntüye neden oldu.)
  2. The news of the pandemic’s resurgence filled the population with dismay. (Pandeminin yeniden ortaya çıkmasıyla ilgili haber, halkı üzüntüye boğdu.)

Türkçe anlamlarıyla birlikte bu örnek cümleler, “dismay” kelimesinin İngilizce kullanımına örnek teşkil etmektedir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.