Disagreeably İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Disagreeably İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Disagreeably İle İlgili Cümleler

Disagreeably kelimesi Türkçede “hoş olmayan bir şekilde” anlamına gelir. Aşağıda bu kelimeyi kullanarak 20 örnek cümle verilmiştir.

  1. The smell of the fish market was disagreeably strong.
    Balık pazarının kokusu hoş olmayan bir şekilde güçlüydü.
  2. She spoke to him in a disagreeably patronizing tone.
    O, ona hoş olmayan bir şekilde koruyucu bir tonla konuştu.
  3. The food tasted disagreeably salty.
    Yemek hoş olmayan bir şekilde tuzlu tadı vardı.
  4. His constant complaints were disagreeably annoying.
    Sürekli şikayetleri hoş olmayan bir şekilde rahatsız ediciydi.
  5. The weather turned disagreeably cold overnight.
    Hava hoş olmayan bir şekilde bir gece içinde soğudu.
  6. She looked at me disagreeably when I suggested leaving early.
    Erken ayrılmayı önerdiğimde, bana hoş olmayan bir şekilde baktı.
  7. The meeting went on for a disagreeably long time.
    Toplantı hoş olmayan bir şekilde uzun sürdü.
  8. He found her tone disagreeably condescending.
    Onun tonunu hoş olmayan bir şekilde küçümseyici buldu.
  9. The hotel room had a disagreeably musty smell.
    Otel odasının hoş olmayan bir şekilde küflü kokusu vardı.
  10. The noise from the construction site was disagreeably loud.
    İnşaat alanından gelen ses hoş olmayan bir şekilde yüksekti.
  11. The movie was disagreeably violent for my taste.
    Film, benim zevkime hoş olmayan bir şekilde şiddet içeriyordu.
  12. The new boss had a disagreeably aggressive management style.
    Yeni patronun yönetim tarzı hoş olmayan bir şekilde saldırgan bir tarzdaydı.
  13. The smell of the chemical was disagreeably pungent.
    Kimyasalın kokusu hoş olmayan bir şekilde keskindi.
  14. His jokes were often disagreeably offensive to some people.
    Onun şakaları bazı insanlar için hoş olmayan bir şekilde saldırgan olurdu.
  15. The traffic was disagreeably heavy during rush hour.
    Trafik yoğunluğu, iş saatlerinde hoş olmayan bir şekilde arttı.
  16. The music was disagreeably loud for such a small room.
    Müzik, böyle küçük bir oda için hoş olmayan bir şekilde yüksek sesle çalıyordu.
  17. The scent of the flowers was disagreeably overpowering.
    Çiçeklerin kokusu hoş olmayan bir şekilde baskındı.
  18. The taste of the medicine was disagreeably bitter.
    İlaç hoş olmayan bir şekilde acıydı.
  19. Her constant chatter
  1. Her constant chatter was disagreeably distracting during the lecture.
    Sürekli konuşması ders sırasında hoş olmayan bir şekilde dikkat dağıtıcıydı.
  2. The hotel’s decor was disagreeably outdated.
    Oteli süsleyen eşyalar hoş olmayan bir şekilde modası geçmişti.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.