Disagreeably İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Disagreeably İle İlgili Cümleler
Disagreeably kelimesi Türkçede “hoş olmayan bir şekilde” anlamına gelir. Aşağıda bu kelimeyi kullanarak 20 örnek cümle verilmiştir.
- The smell of the fish market was disagreeably strong.
Balık pazarının kokusu hoş olmayan bir şekilde güçlüydü. - She spoke to him in a disagreeably patronizing tone.
O, ona hoş olmayan bir şekilde koruyucu bir tonla konuştu. - The food tasted disagreeably salty.
Yemek hoş olmayan bir şekilde tuzlu tadı vardı. - His constant complaints were disagreeably annoying.
Sürekli şikayetleri hoş olmayan bir şekilde rahatsız ediciydi. - The weather turned disagreeably cold overnight.
Hava hoş olmayan bir şekilde bir gece içinde soğudu. - She looked at me disagreeably when I suggested leaving early.
Erken ayrılmayı önerdiğimde, bana hoş olmayan bir şekilde baktı. - The meeting went on for a disagreeably long time.
Toplantı hoş olmayan bir şekilde uzun sürdü. - He found her tone disagreeably condescending.
Onun tonunu hoş olmayan bir şekilde küçümseyici buldu. - The hotel room had a disagreeably musty smell.
Otel odasının hoş olmayan bir şekilde küflü kokusu vardı. - The noise from the construction site was disagreeably loud.
İnşaat alanından gelen ses hoş olmayan bir şekilde yüksekti. - The movie was disagreeably violent for my taste.
Film, benim zevkime hoş olmayan bir şekilde şiddet içeriyordu. - The new boss had a disagreeably aggressive management style.
Yeni patronun yönetim tarzı hoş olmayan bir şekilde saldırgan bir tarzdaydı. - The smell of the chemical was disagreeably pungent.
Kimyasalın kokusu hoş olmayan bir şekilde keskindi. - His jokes were often disagreeably offensive to some people.
Onun şakaları bazı insanlar için hoş olmayan bir şekilde saldırgan olurdu. - The traffic was disagreeably heavy during rush hour.
Trafik yoğunluğu, iş saatlerinde hoş olmayan bir şekilde arttı. - The music was disagreeably loud for such a small room.
Müzik, böyle küçük bir oda için hoş olmayan bir şekilde yüksek sesle çalıyordu. - The scent of the flowers was disagreeably overpowering.
Çiçeklerin kokusu hoş olmayan bir şekilde baskındı. - The taste of the medicine was disagreeably bitter.
İlaç hoş olmayan bir şekilde acıydı. - Her constant chatter
- Her constant chatter was disagreeably distracting during the lecture.
Sürekli konuşması ders sırasında hoş olmayan bir şekilde dikkat dağıtıcıydı. - The hotel’s decor was disagreeably outdated.
Oteli süsleyen eşyalar hoş olmayan bir şekilde modası geçmişti.
Hemen Yorum Yaz