Obliteration İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Obliteration İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Obliteration

Obliteration, Türkçe karşılığıyla yok olma veya silinme anlamına gelir. Aşağıda bu kelimeye örnek cümleler verilmiştir:

  1. The obliteration of the city was caused by the bomb blast. (Şehrin yok olması bomba patlamasından kaynaklandı.)
  2. The obliterating force of the tornado was terrifying. (Tornado’nun silici gücü korkunçtu.)
  3. The artist used a paintbrush to create the effect of obliteration on the canvas. (Sanatçı tuvale yok olma efektini yaratmak için fırça kullandı.)
  4. The company faced financial obliteration after a series of bad decisions. (Şirket, kötü kararlar dizisi sonrasında mali açıdan yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.)
  5. The monument stood as a reminder of the obliteration caused by war. (Anıt, savaşın neden olduğu yok olmanın bir hatırlatıcısı olarak durdu.)
  6. The obliterative effects of radiation are well-documented. (Radyasyonun silici etkileri iyi belgelenmiştir.)
  7. The politician’s controversial statement resulted in the obliteration of his career. (Politikacının tartışmalı açıklaması kariyerinin yok olmasına neden oldu.)
  8. The company’s attempts to save the failing product were unsuccessful, leading to its eventual obliteration. (Şirketin başarısız olan ürünü kurtarmaya yönelik girişimleri başarısız oldu ve nihayetinde ürünün yok olmasına neden oldu.)
  9. The scientist was concerned about the obliteration of the species due to habitat destruction. (Bilim adamı, habitat tahribatı nedeniyle türün yok olmasından endişeliydi.)
  10. The obliterating power of the storm was evident in the damage it caused. (Fırtınanın silici gücü, neden olduğu hasarda açıkça görüldü.)
  11. The history of the ancient civilization was lost to obliterating forces of time. (Eski uygarlığın tarihi, zamanın yok edici güçleri tarafından kaybedildi.)
  12. The obliterative effects of certain drugs on memory can be permanent. (Bazı ilaçların hafıza üzerindeki silici etkileri kalıcı olabilir.)
  13. The obliteration of personal privacy is a concern in the age of digital technology. (Dijital teknoloji çağında kişisel mahremiyetin yok olması endişe vericidir.)
  14. The obliterative force of the earthquake destroyed entire buildings. (Depremin yok edici gücü binaların tamamını yok etti.)
  15. The artist’s use of white space created a feeling of obliteration in the painting. (
  1. The obliteration of the town’s history was a tragedy caused by the fire. (Kentin tarihinin yok olması yangın tarafından neden olunan bir trajediydi.)
  2. The obliterative effects of the disease on the body were devastating. (Hastalığın vücut üzerindeki silici etkileri yıkıcıydı.)
  3. The military’s goal was the obliteration of the enemy’s defenses. (Askeri’nin hedefi düşman savunmasının yok edilmesiydi.)
  4. The obliterating force of the wave swept away everything in its path. (Dalganın silici gücü yolu üzerindeki her şeyi süpürdü.)
  5. The writer’s use of the delete key resulted in the obliteration of an entire chapter. (Yazarın delete tuşunu kullanması bir bölümün tamamen silinmesine neden oldu.)

Sözlükteki anlamı: Yok olma, silinme.

Obliteration kelimesi çeşitli bağlamlarda kullanılabilir, ancak genel olarak tamamen yok olma veya silinme anlamına gelir. Bu kelime, savaş, felaketler, hastalık veya diğer olumsuz olaylar gibi çeşitli durumlarla ilişkilendirilebilir ve bu durumların sonucunda bir şeyin tamamen yok olmasına veya silinmesine atıfta bulunabilir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.