Diplomat İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Diplomat İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Diplomat


Diplomat, bir devletin dış ilişkileri ile ilgili olarak görev yapan kişidir. Diplomatlar, devletin politikalarını ve çıkarlarını yabancı ülkelerde temsil ederler.

  1. As a diplomat, he was tasked with negotiating a trade deal with the neighboring country. (Bir diplomat olarak, komşu ülke ile bir ticaret anlaşması müzakere etmekle görevlendirildi.)
  2. The diplomat attended the peace talks between the two warring nations. (Diplomat, iki savaşan ülke arasındaki barış görüşmelerine katıldı.)
  3. The embassy is where the diplomat works from. (Büyükelçilik, diplomatın çalıştığı yerdir.)
  4. The diplomat was able to resolve the dispute between the two countries. (Diplomat, iki ülke arasındaki anlaşmazlığı çözebildi.)
  5. The diplomat was summoned by the foreign ministry for a meeting. (Dışişleri Bakanlığı, diplomatı bir toplantıya çağırdı.)
  6. The diplomat was awarded for his contributions to foreign policy. (Diplomat, dış politikaya yaptığı katkılardan dolayı ödüllendirildi.)
  7. The diplomat delivered a speech at the United Nations General Assembly. (Diplomat, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda bir konuşma yaptı.)
  8. The diplomat was fluent in several languages. (Diplomat, birkaç dilde akıcıydı.)
  9. The diplomat was sent to negotiate a peace agreement between the two countries. (Diplomat, iki ülke arasında bir barış anlaşması müzakere etmek için gönderildi.)
  10. The diplomat represented his country at the international conference. (Diplomat, ülkesini uluslararası konferansta temsil etti.)
  11. The diplomat had to mediate between the two conflicting parties. (Diplomat, iki çatışan taraf arasında arabuluculuk yapmak zorunda kaldı.)
  12. The diplomat was well-respected in diplomatic circles. (Diplomat, diplomatik çevrelerde saygın bir konumdaydı.)
  13. The diplomat was tasked with promoting cultural exchange between the two nations. (Diplomat, iki ülke arasında kültürel değişimi teşvik etmekle görevlendirildi.)
  14. The diplomat met with the foreign minister to discuss bilateral relations. (Diplomat, ikili ilişkileri tartışmak için dışişleri bakanıyla görüştü.)
  15. The diplomat was responsible for issuing visas to foreign nationals. (Diplomat, yabancı uyruklulara vize vermekle sorumluydu.)
  16. The diplomat worked tirelessly to promote peace in the region. (Diplomat, bölgede barışı teşvik etmek için yorulmadan çalıştı.)
  17. The diplomat’s negotiations were successful in securing a ceasefire agreement. (Diplomatın müzakereleri, ateşkes anlaşmasını sağlamakta başarılı oldu.)
  18. The diplomat was invited to attend the royal wedding as a

representative of his country. (Diplomat, ülkesinin temsilcisi olarak kraliyet düğününe davet edildi.)
19. The diplomat had to navigate through complex political relationships to achieve his goals. (Diplomat, hedeflerine ulaşmak için karmaşık siyasi ilişkiler arasında gezinmek zorunda kaldı.)

  1. The diplomat’s expertise in international law was crucial in resolving the dispute. (Diplomatın uluslararası hukuk alanındaki uzmanlığı, anlaşmazlığı çözmek için kritikti.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.