Devour İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Devour
Devour, İngilizce bir fiildir ve “çok hızlı bir şekilde yemek yemek” anlamına gelir. Aşağıda, “devour” fiilinin kullanıldığı 20 örnek cümle verilmiştir:
- He devoured his dinner in just a few minutes. (O akşam yemeğini sadece birkaç dakikada yedi.)
- The hungry lions will devour their prey. (Aç aslanlar avlarını yutacaklar.)
- She devoured the book in one night. (O gece kitabı tek seferde bitirdi.)
- The fire quickly devoured the old building. (Yangın eski binayı hızla yuttu.)
- He devoured the sandwich and headed out the door. (Sandviçini yedi ve kapıdan çıktı.)
- The monster was ready to devour anyone who crossed its path. (Canavar yolunu kesen herkesi yutmaya hazırdı.)
- The kids devoured the cake in no time. (Çocuklar pasta hızla yedi.)
- The swarm of locusts devoured the crops in the field. (Çekirgeler tarlada yetişen ürünleri yedi.)
- He was so hungry that he could devour a whole pizza by himself. (O kadar açtı ki tek başına bir pizzayı yiyebilirdi.)
- The sharks will devour anything that looks like food. (Köpekbalıkları yem gibi görünen her şeyi yutarlar.)
- The fans devoured the new album within hours of its release. (Hayranlar yeni albümü çıkışından saatler içinde yuttular.)
- The soldiers were instructed to not let the enemy devour their territory. (Askerlere düşmanın topraklarını yutmalarına izin vermemeleri talimatı verildi.)
- The waves of the ocean devoured the beach, leaving nothing behind. (Okyanus dalgaları sahili yutarak hiçbir şey bırakmadı.)
- She devoured the ice cream sundae and then asked for another. (Dondurma kasenin içinde hızla kayboldu ve sonra bir tane daha istedi.)
- The insect larvae will devour the leaves of the plants. (Böcek larvaları bitkilerin yapraklarını yiyerek tüketirler.)
- He devoured the news about the stock market crash. (Borsa çöküşü hakkındaki haberleri hızla yuttu.)
- The crocodile will devour any animal that gets too close to the water. (Timsah, suya çok yaklaşan her hayvanı yutacaktır.)
- She was so absorbed in the book that she devoured it in one sitting. (O kadar kitaba dalmıştı ki tek oturuşta bitirdi.)
- The fire devoured the forest, destroying everything in its path. (Yangın ormanı yuttu ve yolunda olan her şeyi yok etti.)
- He devoured the steak and then ordered dessert. (Bifteğini yedi ve sonra tatlı sipariş etti.)
- The piranhas quickly devoured the meat that was thrown into the river. (Piranalar nehre atılan eti hızla yuttu.)
- The student devoured the textbook to prepare for the exam. (Öğrenci sınav için hazırlık yapmak için ders kitabını hızla okudu.)
- The tornado devoured everything in its path, leaving nothing standing. (Tornado yolunda olan her şeyi yuttu, ayakta hiçbir şey bırakmadı.)
- He devoured the pizza slice in just a few bites. (Pizzayı birkaç lokmada yuttu.)
- The anaconda can devour animals much larger than itself. (Anaconda kendisinden çok daha büyük hayvanları yutabilir.)
- She devoured the chocolate bar and then felt guilty for eating so much. (Çikolata barını hızla yedi ve sonra çok fazla yemek yediği için suçluluk hissetti.)
- The monster in the horror movie devours its victims. (Korku filmindeki canavar kurbanlarını yutar.)
- The competitive eater can devour enormous amounts of food in a short period of time. (Yarışmacı yemekçi kısa bir süre içinde çok büyük miktarda yiyecek yiyebilir.)
- The termite colony can devour wooden structures, causing significant damage. (Termit kolonisi ahşap yapıları yiyerek önemli hasarlara neden olabilir.)
- The black hole can devour entire stars and planets. (Kara delik, tüm yıldızları ve gezegenleri yutabilir.)
(Son not: Renkli yazı etiketlerinin kullanımı, görme engelli kullanıcılar tarafından okunabilirliği etkileyebileceğinden, genellikle web standartlarına uygun bir uygulama değildir.)
Hemen Yorum Yaz