Detest İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Detest İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Detest (nefret etmek)

Detest, bir şeyden veya birinden nefret etmek anlamına gelir. Bu kelime, güçlü ve negatif bir duygu ifade etmek için kullanılır.

Örnek cümleler:

1. I detest spiders. (Örümceklerden nefret ederim.)
2. She detests her ex-boyfriend. (Eski erkek arkadaşından nefret eder.)
3. He detests going to the dentist. (Dişçiye gitmekten nefret eder.)
4. They detest the idea of working on weekends. (Hafta sonları çalışma fikrinden nefret ederler.)
5. My cat detests taking a bath. (Kedim banyo yapmaktan nefret eder.)
6. She detests liars. (Yalancılardan nefret eder.)
7. He detests any form of discrimination. (Her türlü ayrımcılıktan nefret eder.)
8. They detest the taste of anchovies. (Hamsi tadından nefret ederler.)
9. My sister detests cleaning her room. (Kardeşim odasını temizlemekten nefret eder.)
10. He detests waking up early. (Erken kalkmaktan nefret eder.)
11. They detest the sound of nails on a chalkboard. (Tırnakların tahtaya sürtünme sesinden nefret ederler.)
12. My boss detests laziness. (Patronum tembellikten nefret eder.)
13. She detests public speaking. (Halk önünde konuşmaktan nefret eder.)
14. He detests spicy food. (Baharatlı yemeklerden nefret eder.)
15. They detest rude people. (Kaba insanlardan nefret ederler.)
16. My mother detests smoking. (Annem sigara içmekten nefret eder.)
17. She detests the cold weather. (Soğuk havalardan nefret eder.)
18. He detests horror movies. (Korku filmlerinden nefret eder.)
19. They detest waiting in line. (Sırada beklemekten nefret ederler.)
20. My best friend detests waking up late. (En iyi arkadaşım geç kalkmaktan nefret eder.)

More Examples:

21. I detest people who are always late. (Sürekli geç kalan insanlardan nefret ederim.)
22. She detests the smell of cigarette smoke. (Sigara dumanı kokusundan nefret eder.)
23. He detests people who don’t respect others’ opinions. (Başkalarının fikirlerine saygı göstermeyen insanlardan nefret eder.)
24. They detest being stuck in traffic. (Trafikte sıkışıp kalmaktan nefret ederler.)
25. My dog detests thunderstorms. (Köpeğim fırtınalardan nefret eder.)
26. She detests being told what to do. (Yapması gerektiğini söyleyenlerden nefret eder.)
27. He detests people who are always negative. (Sürekli negatif olan insanlardan nefret eder.)
28. They detest being in crowded places. (Kalabalık yerlerde bulunmaktan nefret ederler.)
29. My teacher detests students who don’t pay attention. (Dikkat etmeyen öğrencilerden nefret eder.)
30. She detests people who are always complaining. (Sürekli şikayet eden insanlardan nefret eder.)
31. He detests being interrupted while he’s speaking. (Konuşurken kesilmesinden nefret eder.)
32. They detest the taste of Brussels sprouts. (Brüksel lahanası tadından nefret ederler.)
33. My colleague detests working overtime. (Mesai yapmaktan nefret eder.)
34. She detests people who talk loudly on their phones. (Telefonla yüksek sesle konuşan insanlardan nefret eder.)
35. He detests people who are always late for meetings. (Toplantılara sürekli geç kalan insanlardan nefret eder.)
36. They detest the feeling of being hungover. (Sabitlenme hissinden nefret ederler.)
37. My father detests reality TV shows. (Baba reality TV şovlarından nefret eder.)
38. She detests people who are always flaky. (Sorumluluklarını yerine getirmeyen insanlardan nefret eder.)
39. He detests the noise pollution in the city. (Şehirdeki gürültü kirliliğinden nefret eder.)
40. They detest people who don’t keep their promises. (Sözlerini tutmayan insanlardan nefret ederler.)