Navigational İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Navigational İle İlgili Cümleler
Navigational kelimesinin Türkçe anlamı: Yön bulma veya seyir amaçlı kullanılan.
Örnek cümleler:
- Can you give me navigational directions to your house? (Evine navigasyonel yönlendirmeler verebilir misin?)
- The ship’s navigational system is state-of-the-art. (Gemideki navigasyon sistemi son teknoloji.)
- The pilot relied on his navigational skills to land the plane safely. (Pilot, uçağı güvenli bir şekilde indirmek için navigasyon becerilerine güvendi.)
- They used navigational charts to plot their course across the ocean. (Okyanusun karşısındaki rotalarını belirlemek için navigasyon haritalarını kullandılar.)
- The navigational beacon helped guide the lost hikers to safety. (Navigasyon işareti kaybolan yürüyüşçüleri güvenliğe kavuşturmak için yardımcı oldu.)
- He was in charge of the navigational equipment on the boat. (Teknedeki navigasyon ekipmanından sorumluydu.)
- The navigational officer checked the coordinates on the map. (Navigasyon subayı haritadaki koordinatları kontrol etti.)
- The navigational aids were critical for the pilots during the storm. (Fırtına sırasında navigasyon yardımcıları pilotlar için hayati önem taşıyordu.)
- She used the navigational app on her phone to find the nearest gas station. (En yakın benzinciyi bulmak için telefonundaki navigasyon uygulamasını kullandı.)
- The navigational buoys helped the sailors avoid the shallow water. (Navigasyon boyları denizcilerin sığ suları önlemesine yardımcı oldu.)
- The astronauts relied on their navigational instruments to land on the moon. (Astronotlar, Ay’a inmek için navigasyon aletlerine güvendiler.)
- The navigational system in the car took them to their destination without any issues. (Arabadaki navigasyon sistemi sorunsuz bir şekilde hedeflerine götürdü.)
- The captain used his navigational expertise to avoid the icebergs. (Kaptan buz dağlarından kaçınmak için navigasyon uzmanlığını kullandı.)
- The navigational software on the computer was easy to use. (Bilgisayardaki navigasyon yazılımı kullanımı kolaydı.)
- She had a good sense of navigational direction and never got lost. (İyi bir navigasyon yönü hissi vardı ve asla kaybolmadı.)
- The navigational radio helped the ship communicate with the coast guard. (Navigasyon radyosu geminin sahil güvenliği ile iletişim kurmasına yardımcı oldu.)
17
- The navigational course required them to pass through a narrow channel. (Navigasyon kursu dar bir kanaldan geçmelerini gerektirdi.)
- The navigational instruments on the plane malfunctioned, causing the pilot to make an emergency landing. (Uçaktaki navigasyon aletleri arızalandı, bu da pilota acil iniş yapmak zorunda bıraktı.)
- The navigational markers along the hiking trail helped them stay on course. (Yürüyüş rotasındaki navigasyon işaretleri onların rotada kalmasına yardımcı oldu.)
- She studied navigational charts in order to prepare for her sailing trip. (Yelken seyahati için hazırlanmak için navigasyon haritalarını inceledi.)
(Türkçe çevirileri cümlelerin altında yer almaktadır.)
Hemen Yorum Yaz