Delightful İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Delightful İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Delightful

Delightful kelimesinin Türkçe anlamı “keyifli, hoş, zevkli” gibi olumlu bir duygunun ifadesidir.

Örnek cümleler:

  1. I had a delightful time at the beach. (Plajda harika zaman geçirdim.)
  2. The restaurant served a delightful meal. (Restoran harika bir yemek servis etti.)
  3. The garden was filled with delightful flowers. (Bahçe, keyifli çiçeklerle doluydu.)
  4. The movie was absolutely delightful. (Film kesinlikle keyifliydi.)
  5. The children’s laughter was a delightful sound. (Çocukların kahkahaları keyifli bir sesti.)
  6. It was a delightful surprise to see my old friend. (Eski arkadaşımı görmek keyifli bir sürprizdi.)
  7. The weather was delightful, not too hot or too cold. (Hava keyifliydi, ne çok sıcak ne de çok soğuktu.)
  8. The painting was a delightful masterpiece. (Tablo harika bir başyapıt idi.)
  9. The book was a delightful read. (Kitap keyifli bir okumaydı.)
  10. The music was a delightful blend of different genres. (Müzik, farklı tarzların harika bir karışımıydı.)
  11. The hotel had a delightful view of the mountains. (Otelin dağ manzarası keyifliydi.)
  12. The sunset was a delightful sight. (Günbatımı keyifli bir manzaraydı.)
  13. The cake was a delightful treat. (Kek, keyifli bir ikramdı.)
  14. The play was a delightful performance. (Oyun, keyifli bir gösteriydi.)
  15. The park was a delightful place to relax. (Park, dinlenmek için keyifli bir yerdi.)
  16. The vacation was a delightful escape from the city. (Tatil, şehirden kaçmak için keyifliydi.)
  17. The conversation was a delightful exchange of ideas. (Sohbet, fikirlerin keyifli bir paylaşımıydı.)
  18. The art exhibit was a delightful display of creativity. (Sanat sergisi, yaratıcılığın keyifli bir göstergesiydi.)
  19. The poem was a delightful expression of emotion. (Şiir, duyguların keyifli bir ifadesiydi.)
  20. The beach town was a delightful destination for a summer vacation. (Plaj kasabası, yaz tatili için keyifli bir yerdi.)
  1. The fragrance of the flowers was delightful. (Çiçeklerin kokusu keyifliydi.)
  2. The smile on her face was a delightful sight. (Yüzündeki gülümseme keyifli bir manzaraydı.)
  3. The new ice cream shop had a delightful selection of flavors. (Yeni dondurma dükkanı, keyifli bir lezzet seçkisi sunuyordu.)
  4. The atmosphere in the restaurant was delightful and cozy. (Restoranın atmosferi keyifli ve sıcaktı.)
  5. The book club meeting was a delightful opportunity to discuss literature with others. (Kitap kulübü toplantısı, diğerleriyle edebiyatı tartışmak için keyifli bir fırsattı.)
  6. The baby’s giggles were a delightful sound to hear. (Bebeklerin kıkırdaması dinlemesi keyifli bir sesti.)
  7. The cozy fireplace added a delightful touch to the living room. (Sıcacık şömine, oturma odasına keyifli bir dokunuş katıyordu.)
  8. The hiking trail offered a delightful view of the valley. (Yürüyüş parkuru, vadinin keyifli bir manzarasını sunuyordu.)
  9. The fashion show displayed a delightful collection of clothes. (Moda gösterisi, keyifli bir kıyafet koleksiyonu sergiliyordu.)
  10. The picnic in the park was a delightful way to spend the afternoon. (Parkta yapılan piknik, öğleden sonrayı keyifli bir şekilde geçirmenin bir yolu oldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.