Delightful İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Delightful
Delightful kelimesinin Türkçe anlamı “keyifli, hoş, zevkli” gibi olumlu bir duygunun ifadesidir.
Örnek cümleler:
- I had a delightful time at the beach. (Plajda harika zaman geçirdim.)
- The restaurant served a delightful meal. (Restoran harika bir yemek servis etti.)
- The garden was filled with delightful flowers. (Bahçe, keyifli çiçeklerle doluydu.)
- The movie was absolutely delightful. (Film kesinlikle keyifliydi.)
- The children’s laughter was a delightful sound. (Çocukların kahkahaları keyifli bir sesti.)
- It was a delightful surprise to see my old friend. (Eski arkadaşımı görmek keyifli bir sürprizdi.)
- The weather was delightful, not too hot or too cold. (Hava keyifliydi, ne çok sıcak ne de çok soğuktu.)
- The painting was a delightful masterpiece. (Tablo harika bir başyapıt idi.)
- The book was a delightful read. (Kitap keyifli bir okumaydı.)
- The music was a delightful blend of different genres. (Müzik, farklı tarzların harika bir karışımıydı.)
- The hotel had a delightful view of the mountains. (Otelin dağ manzarası keyifliydi.)
- The sunset was a delightful sight. (Günbatımı keyifli bir manzaraydı.)
- The cake was a delightful treat. (Kek, keyifli bir ikramdı.)
- The play was a delightful performance. (Oyun, keyifli bir gösteriydi.)
- The park was a delightful place to relax. (Park, dinlenmek için keyifli bir yerdi.)
- The vacation was a delightful escape from the city. (Tatil, şehirden kaçmak için keyifliydi.)
- The conversation was a delightful exchange of ideas. (Sohbet, fikirlerin keyifli bir paylaşımıydı.)
- The art exhibit was a delightful display of creativity. (Sanat sergisi, yaratıcılığın keyifli bir göstergesiydi.)
- The poem was a delightful expression of emotion. (Şiir, duyguların keyifli bir ifadesiydi.)
- The beach town was a delightful destination for a summer vacation. (Plaj kasabası, yaz tatili için keyifli bir yerdi.)
- The fragrance of the flowers was delightful. (Çiçeklerin kokusu keyifliydi.)
- The smile on her face was a delightful sight. (Yüzündeki gülümseme keyifli bir manzaraydı.)
- The new ice cream shop had a delightful selection of flavors. (Yeni dondurma dükkanı, keyifli bir lezzet seçkisi sunuyordu.)
- The atmosphere in the restaurant was delightful and cozy. (Restoranın atmosferi keyifli ve sıcaktı.)
- The book club meeting was a delightful opportunity to discuss literature with others. (Kitap kulübü toplantısı, diğerleriyle edebiyatı tartışmak için keyifli bir fırsattı.)
- The baby’s giggles were a delightful sound to hear. (Bebeklerin kıkırdaması dinlemesi keyifli bir sesti.)
- The cozy fireplace added a delightful touch to the living room. (Sıcacık şömine, oturma odasına keyifli bir dokunuş katıyordu.)
- The hiking trail offered a delightful view of the valley. (Yürüyüş parkuru, vadinin keyifli bir manzarasını sunuyordu.)
- The fashion show displayed a delightful collection of clothes. (Moda gösterisi, keyifli bir kıyafet koleksiyonu sergiliyordu.)
- The picnic in the park was a delightful way to spend the afternoon. (Parkta yapılan piknik, öğleden sonrayı keyifli bir şekilde geçirmenin bir yolu oldu.)
Hemen Yorum Yaz