Deceive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Deceive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Deceive İle İlgili Cümleler

Deceive, Türkçe’de “aldatmak” anlamına gelir. İnsanları yanıltmak, gerçeği gizlemek veya yalan söylemek gibi anlamları vardır.

  1. He tried to deceive his boss by pretending to be sick. (Patronunu hasta gibi davranarak aldatmaya çalıştı.)
  2. She felt deceived by her friend’s lies. (Arkadaşının yalanları tarafından aldatılmış hissetti.)
  3. The company’s advertisements were designed to deceive customers. (Şirketin reklamları müşterileri aldatmak için tasarlandı.)
  4. He was caught deceiving the public about his qualifications. (Yeterliliği hakkında halkı aldatmaya çalıştığı yakalandı.)
  5. She didn’t want to deceive her parents, but she knew she had to tell them the truth. (Ebeveynlerini aldatmak istemedi ama onlara gerçeği söylemesi gerektiğini biliyordu.)
  6. The magician deceived the audience with his clever tricks. (Sihirbaz zekice numaralarıyla seyircileri aldattı.)
  7. He felt guilty for deceiving his girlfriend about his past. (Geçmişi hakkında kız arkadaşını aldattığı için suçlu hissetti.)
  8. The politician was accused of deceiving the public with false promises. (Politikacı, yanlış vaatlerle halkı aldatmakla suçlandı.)
  9. The con artist deceived many people out of their life savings. (Dolandırıcı, birçok insanı hayat birikimlerinden aldatarak kandırdı.)
  10. She was deceived by the salesman’s smooth talk and ended up buying a useless product. (Satıcının pürüzsüz konuşması tarafından aldatıldı ve gereksiz bir ürün satın aldı.)
  11. The spy’s mission was to deceive the enemy into revealing their secrets. (Casusun görevi, düşmanı sırlarını ifşa etmeye zorlayacak şekilde aldatmaktı.)
  12. He didn’t want to deceive his wife, but he felt like he had no choice. (Karısını aldatmak istemedi ama seçeneği olmadığını hissetti.)
  13. The company used misleading statistics to deceive investors. (Şirket, yatırımcıları aldatmak için yanıltıcı istatistikler kullandı.)
  14. She knew her friends were trying to deceive her, but she didn’t know why. (Arkadaşlarının onu aldatmaya çalıştığını biliyordu ama nedenini bilmiyordu.)
  15. The scam artist deceived the elderly couple into giving him their credit card information. (Dolandırıcı, yaşlı çifti kredi kartı bilgilerini vermek için aldatmıştı.)
  16. He regretted deceiving his business partner and losing his trust. (İş ortağını aldatarak onun güvenini kaybetmesinden dolayı pişman oldu.)
  17. The thief tried to deceive the police by changing his appearance. (Hırsız, görünümünü değiştirerek

polisi aldatmaya çalıştı.)
18. She was surprised to find out that her boyfriend had been deceiving her for months. (Erkek arkadaşının aylardır onu aldattığını öğrenmek onu şaşırtmıştı.)

  1. The student tried to deceive the teacher by copying answers from his classmate’s paper. (Öğrenci, sınıf arkadaşının kağıdından cevapları kopyalayarak öğretmeni aldatmaya çalıştı.)
  2. The salesman’s deceptive tactics eventually led to his downfall. (Satıcının aldatıcı taktikleri sonunda onun düşüşüne yol açtı.)

(Türkçe karşılıklar koyuldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.