Deceitfully İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Deceitfully İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Deceitfully Nedir?

Deceitfully, birinin başka bir kişiyi yanıltmak veya aldatmak için bilinçli olarak yalan söylemesi veya hile yapması anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. She deceitfully told her boss that she had completed the project on time.
(O, patronuna projesini zamanında tamamladığını dolandırarak söyledi.)
2. The salesman deceitfully claimed that the car had only one previous owner.
(Satıcı, arabada sadece bir önceki sahibin olduğunu dolandırarak iddia etti.)
3. He deceitfully convinced his friend to invest in a fraudulent scheme.
(Arkadaşını dolandırıcı bir düzene yatırım yapmaya ikna ederek hile yaptı.)
4. The politician deceitfully promised to lower taxes before the election.
(Politikacı, seçimden önce vergileri düşürmeyi dolandırarak söz verdi.)
5. She deceitfully copied her friend’s homework and passed it off as her own.
(Arkadaşının ödevini dolandırarak kopyaladı ve kendi ödevi gibi sundu.)
6. The company deceitfully covered up the safety issues with their product.
(Şirket, ürünlerinin güvenlik sorunlarını dolandırarak örtbas etti.)
7. He deceitfully pretended to be a doctor to scam people out of their money.
(Para çıkarmak için insanları dolandırmak amacıyla doktor gibi yalan söyledi.)
8. The athlete deceitfully used performance-enhancing drugs to win the race.
(Sporcu, yarışı kazanmak için performans arttırıcı ilaçlar kullanarak dolandırıcılık yaptı.)
9. She deceitfully stole her friend’s credit card and went on a shopping spree.
(Arkadaşının kredi kartını dolandırarak çaldı ve alışverişe çıktı.)
10. The businessman deceitfully manipulated the stock market to make a profit.
(İş adamı, kar elde etmek için borsayı dolandırarak manipüle etti.)
11. He deceitfully altered the financial records to hide his embezzlement.
(Zimmetine para geçirme suçunu gizlemek için finansal kayıtları dolandırarak değiştirdi.)
12. The contractor deceitfully cut corners on the construction project to save money.
(Yapım projesinde tasarruf yapmak için müteahhit dolandırarak köşeleri kesti.)
13. She deceitfully pretended to be sick to get out of going to work.
(İşe gitmekten kaçınmak için hasta gibi dolandırarak davrandı.)
14. The journalist deceitfully fabricated a story to increase readership.
(Gazeteci, okuyucu kitlesini artırmak için hikayeyi dolandırarak uydurdu.)
15. He deceitfully plagiarized his colleague’s research paper and submitted it as his own.
(Aynı anda çalıştığı ki

şiye ait araştırma makalesini dolandırarak kopyaladı ve kendi makalesi gibi sundu.)
16. The student deceitfully cheated on the exam by using a hidden cheat sheet.
(Öğrenci, gizli bir kopya kağıdı kullanarak dolandırarak sınavda kopya çekti.)

  1. She deceitfully lied about her qualifications to get the job.
    (İşi almak için niteliklerini dolandırarak yalan söyledi.)
  2. The lawyer deceitfully manipulated the evidence to win the case.
    (Avukat, davayı kazanmak için delilleri dolandırarak manipüle etti.)
  3. He deceitfully promised to pay back the loan, but he had no intention of doing so.
    (Borcu geri ödemeyi dolandırarak söz verdi ama gerçekte ödeme yapmayı düşünmüyordu.)
  4. The con artist deceitfully tricked the elderly couple into giving him their life savings.
    (Dolandırıcı, yaşlı çifti dolandırarak tüm birikimlerini vermesine neden oldu.)

(Not: Yukarıdaki cümlelerin Türkçe karşılıkları da cümlelerin altındadır. Renkli yazı etiketleri kullanılmamıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.