Decease İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Decease
Decease kelimesi “ölmek, vefat etmek” anlamına gelmektedir.
- She passed away due to a decease she had been battling for years. (Yıllardır mücadele ettiği bir hastalıktan dolayı vefat etti.)
- The decease of his father left him feeling lost and alone. (Babasının ölümü onu kaybolmuş ve yalnız hissettirdi.)
- There has been a decease in the number of cases reported. (Bildirilen vakaların sayısında bir azalma oldu.)
- It’s important to get vaccinated to prevent the spread of decease. (Hastalığın yayılmasını önlemek için aşı olmak önemlidir.)
- The decease of her pet dog was a great loss for her. (Evcil köpeğinin ölümü onun için büyük bir kayıp oldu.)
- The hospital is equipped to deal with various deceases. (Hastane çeşitli hastalıklarla başa çıkmak için donatılmıştır.)
- The decease rate has been steadily declining over the past few years. (Ölüm oranı son birkaç yıldır istikrarlı bir şekilde düşüyor.)
- They had to close the school temporarily due to a decease outbreak. (Hastalık salgını nedeniyle okulu geçici olarak kapatmak zorunda kaldılar.)
- The decease of her husband left her devastated. (Kocasının ölümü onu mahvetti.)
- The decease was caused by a rare genetic disorder. (Hastalık nadir görülen bir genetik bozukluktan kaynaklandı.)
- The government has implemented measures to control the spread of decease. (Hükümet, hastalığın yayılmasını kontrol altında tutmak için önlemler aldı.)
- The decease had already spread to several other countries. (Hastalık zaten birkaç başka ülkeye yayılmıştı.)
- The decease had a significant impact on the economy of the region. (Hastalığın bölgenin ekonomisi üzerinde önemli bir etkisi oldu.)
- The decease of his mother made him realize how precious life is. (Annesinin ölümü ona hayatın ne kadar değerli olduğunu fark ettirdi.)
- The doctor explained that the decease was incurable. (Doktor hastalığın tedavi edilemez olduğunu açıkladı.)
- The decease had a high mortality rate, especially among older adults. (Hastalığın özellikle yaşlı yetişkinler arasında yüksek ölüm oranı vardı.)
- The decease was transmitted through contaminated food and water. (Hastalık kirli yiyecek ve su yoluyla bulaşıyordu.)
- The decease had a devastating impact on the local community. (Hastalığın yerel toplum üzerinde yıkıcı bir etkisi oldu.)
- The decease was first identified in the early 2000s. (Hastalık ilk kez 2000’lerin başında
- The decease had long-term effects on the health of those who survived it. (Hastalığın hayatta kalanların sağlığı üzerinde uzun vadeli etkileri oldu.)
(Türkçe karşılıklar eklendi.)
Hemen Yorum Yaz