Debate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Debate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Debate

Debate, tartışma veya görüşmelerde iki veya daha fazla tarafın farklı fikirlerini savunarak karşılıklı olarak argümanlar sunmasıdır.

  1. The debate between the two presidential candidates was heated. (İki başkan adayı arasındaki tartışma hararetliydi.)
  2. We had a debate in class about the importance of studying history. (Tarih okumanın önemi hakkında sınıfta bir tartışma yaptık.)
  3. The scientists engaged in a lively debate about the impact of climate change. (Bilim adamları, iklim değişikliğinin etkisi hakkında canlı bir tartışmaya girdiler.)
  4. The debate over gun control has been ongoing for years. (Silah kontrolü üzerine olan tartışma yıllardır devam ediyor.)
  5. The debate team from our school won the national championship. (Okulumuzun tartışma takımı ulusal şampiyonluğu kazandı.)
  6. The debate about the proposed law lasted for hours. (Önerilen yasa hakkındaki tartışma saatlerce sürdü.)
  7. The debate was very formal and structured. (Tartışma çok resmi ve yapılandırılmıştı.)
  8. The two sides were unable to come to a resolution after the debate. (Tartışmadan sonra iki taraf anlaşmaya varamadı.)
  9. The debate between the two experts was fascinating to watch. (İki uzman arasındaki tartışma izlemesi çok ilginçti.)
  10. The debate club at our school meets every Wednesday after class. (Okulumuzdaki tartışma kulübü her Çarşamba derslerden sonra toplanıyor.)
  11. The debate focused on the economic impact of the new policy. (Tartışma yeni politikanın ekonomik etkisine odaklandı.)
  12. The debate was moderated by a famous journalist. (Tartışma ünlü bir gazeteci tarafından yönetildi.)
  13. The debate between the two professors was intense but respectful. (İki profesör arasındaki tartışma yoğun ama saygılıydı.)
  14. The debate between the political candidates was broadcast on national television. (Politik adaylar arasındaki tartışma ulusal televizyonda yayınlandı.)
  15. The debate team practiced for hours every day leading up to the tournament. (Tartışma takımı turnuvaya kadar her gün saatlerce çalıştı.)
  16. The debate centered on the issue of immigration. (Tartışma göçmenlik konusuna odaklandı.)
  17. The debate between the two lawyers was filled with legal jargon. (İki avukat arasındaki tartışma yasal argümanlarla doluydu.)
  18. The debate between the scientists and the politicians was contentious. (Bilim adamları ve politikacılar arasındaki tartışma çekişmeliydi.)
  19. The debate between the two philosophers was deep and philosophical. (İki filozof arasındaki tartışma derin ve felsefiydi.)
  20. The debate over whether or not to ban plastic bags continues to be a topic of discussion. (Plastik poş

a yasaklama konusundaki tartışma hala tartışma konusu olmaya devam ediyor.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.