Dearly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Dearly İle İlgili Cümleler
Dearly, “sevgiyle, özenle, saygıyla” gibi anlamlara sahip bir İngilizce kelimedir.
- We dearly miss our beloved grandmother. (Bizim sevgili büyükannemizi çok özledik.)
- He spoke dearly of his wife at the award ceremony. (Ödül töreninde eşi hakkında sevgi dolu konuştu.)
- She held the teddy bear dearly in her arms. (Ayıcığı kucaklamasıyla ona çok düşkün olduğunu gösterdi.)
- They are dearly hoping for a successful outcome. (Başarılı bir sonuç için içtenlikle umut ediyorlar.)
- The charity event was dearly supported by the community. (Toplumun sıcak desteğiyle yardım etkinliği büyük ilgi gördü.)
- The company values its employees dearly. (Şirket çalışanlarını çok değerli görüyor.)
- We dearly appreciate your assistance. (Yardımınızı içtenlikle takdir ediyoruz.)
- They were dearly in love with each other. (Birbirlerine büyük bir sevgiyle bağlılardı.)
- The old couple held hands dearly while walking in the park. (Yaşlı çift parkta yürürken sevgiyle ellerini tutuyorlardı.)
- We dearly hope that the pandemic will end soon. (Pandeminin yakında sona ereceğini içtenlikle umuyoruz.)
- She held her father’s picture dearly in her locket. (Babasının resmini kolyesinde saklıyordu.)
- The team dearly needed a victory to boost their morale. (Takımın moralini yükseltmek için bir zaferi içtenlikle istiyorlardı.)
- She dearly thanked her mentor for her guidance. (Rehberi için içtenlikle teşekkür etti.)
- He cherished his dearly held memories from his childhood. (Çocukluğundan sevgiyle sakladığı anılarına değer veriyordu.)
- The wedding couple dearly exchanged their vows. (Düğün çifti yeminlerini içtenlikle söylediler.)
- The organization dearly supports environmental protection. (Kuruluş çevre korumasını içtenlikle destekliyor.)
- They were dearly devoted to their religious beliefs. (Dinî inançlarına büyük bir özen gösteriyorlardı.)
- We dearly wish for a peaceful resolution to the conflict. (Çatışmanın barışçıl bir çözüme kavuşmasını içtenlikle diliyoruz.)
- The singer’s fans dearly awaited her new album. (Şarkıcının hayranları yeni albümünü büyük bir sabırsızlıkla beklediler.)
- The parents dearly loved their newborn baby. (Ebeveynler bebeklerine büyük bir sevgiyle bağlılardı.)
- He dearly regretted his past mistakes. (Geçmişte yaptığı hatalar için içtenlikle pişmanlık duydu.)
- The little girl hugged her dog dearly. (Küçük kız köpeğini içtenlikle sarıldı.)
- The soldiers dearly fought for their country’s freedom. (Askerler ülkelerinin özgürlüğü için içtenlikle savaştılar.)
- The team members dearly respected their coach’s decisions. (Takım üyeleri koçlarının kararlarına büyük saygı duyuyorlardı.)
- She holds her late husband’s memory dearly in her heart. (Geç kocasının anısını içtenlikle kalbinde taşıyor.)
- The volunteers dearly appreciated the community’s support for their cause. (Gönüllüler toplumun sevgi dolu desteğini derinden hissettiler.)
- They dearly missed their childhood home. (Çocukluk evlerini özlemle anıyorlardı.)
- The charity organization dearly relies on donations from the public. (Hayır kurumu halktan gelen bağışlara içtenlikle güveniyor.)
- The couple’s wedding day was dearly special to them. (Çift için düğün günü çok özel ve değerliydi.)
- The old man treasured his dearly held family heirlooms. (Yaşlı adam ailesinden kalan miraslarına içtenlikle değer veriyordu.)
Overall, “dearly” is a versatile word that can be used to express love, respect, appreciation, devotion, and strong feelings towards something or someone.
Hemen Yorum Yaz