Deal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Deal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Deal İle İlgili Cümleler

Anlamı: Deal, bir işlem veya anlaşma yapmak, bir şey satın almak veya bir sorunu çözmek için kullanılan bir fiildir.

Örnek Cümleler:

  1. I made a great deal on that car. (O arabada harika bir anlaşma yaptım.)
  2. Let’s make a deal. (Bir anlaşma yapalım.)
  3. She deals in antique furniture. (O, antika mobilyalarla ilgilenir.)
  4. The company struck a deal with its suppliers. (Şirket, tedarikçileriyle bir anlaşma yaptı.)
  5. I’m having trouble dealing with my anxiety. (Kaygımı yenmekle ilgili sorun yaşıyorum.)
  6. He deals with customer complaints on a daily basis. (O, günlük olarak müşteri şikayetleriyle ilgilenir.)
  7. We need to deal with this issue as soon as possible. (Bu konuyla en kısa zamanda ilgilenmemiz gerekiyor.)
  8. She’s good at dealing with difficult people. (Zor insanlarla başa çıkmada iyidir.)
  9. The cards have been dealt, let’s play. (Kartlar dağıtıldı, oynayalım.)
  10. I can’t deal with this right now, I’m too busy. (Şu anda bununla uğraşamam, çok meşgulüm.)
  11. They made a deal to split the profits. (Kârı paylaşmak için bir anlaşma yaptılar.)
  12. The government is trying to deal with the problem of homelessness. (Hükümet, evsizlik sorunuyla uğraşmaya çalışıyor.)
  13. She dealt the cards quickly and efficiently. (Hızlı ve etkili bir şekilde kartları dağıttı.)
  14. I got a good deal on this computer. (Bu bilgisayarda iyi bir anlaşma yaptım.)
  15. They’re trying to deal with the aftermath of the hurricane. (Kasırganın ardından uğraşmaya çalışıyorlar.)
  16. I can’t deal with your constant complaining. (Sürekli şikayetlerinle uğraşamam.)
  17. He’s dealing with a personal issue right now. (Şu anda kişisel bir sorunla uğraşıyor.)
  18. The company needs to deal with its toxic work culture. (Şirket, toksik iş kültürüyle ilgilenmesi gerekiyor.)
  19. I’m not sure how to deal with this situation. (Bu durumla nasıl başa çıkacağımdan emin değilim.)
  20. Let’s make a deal, you wash the dishes and I’ll take out the trash. (Bir anlaşma yapalım, sen bulaşıkları yıkarsın ben çöpleri dışarı çıkarırım.)
  1. The team dealt with the problem effectively and efficiently. (Takım sorunu etkili ve verimli bir şekilde çözdü.)
  2. She’s trying to deal with the loss of her pet. (Evcil hayvanının kaybıyla uğraşıyor.)
  3. We need to deal with this issue in a diplomatic manner. (Bu konuyu diplomatik bir şekilde ele almalıyız.)
  4. He’s been dealing with this problem for years. (Yıllardır bu sorunla uğraşıyor.)
  5. Let’s make a deal, you cover my shift today and I’ll cover yours tomorrow. (Bir anlaşma yapalım, sen bugün benim vardiyamı kapat, ben yarın seninkini kapatırım.)
  6. The company is dealing with a major financial crisis. (Şirket büyük bir finansal krizle uğraşıyor.)
  7. I don’t know how to deal with my daughter’s behavior. (Kızımın davranışıyla nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum.)
  8. She’s trying to deal with her addiction to social media. (Sosyal medya bağımlılığıyla uğraşıyor.)
  9. They made a deal to share the workload equally. (İş yükünü eşit şekilde paylaşmak için bir anlaşma yaptılar.)
  10. The company is dealing with a lawsuit from a former employee. (Şirket, eski bir çalışanın açtığı dava ile uğraşıyor.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.