Dead İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Dead kelimesinin Türkçe anlamı:
Ölü, ölmüş, cansız
Örnek cümleler:
- My grandfather passed away last night.
(Dedeannem dün gece öldü.) - The flowers in the garden are dead.
(Bahçedeki çiçekler ölmüş.) - The patient was declared dead on arrival at the hospital.
(Hastaya hastaneye varışında öldüğü açıklandı.) - I’m so tired, I feel like I’m dead.
(Çok yorgunum, sanki ölmüş gibiyim.) - The dead leaves on the ground crunched under our feet.
(Yerdeki ölü yapraklar ayaklarımızın altında kırıldı.) - The soldier died in combat.
(Asker savaşta öldü.) - The battery in my phone is dead.
(Telefonumdaki pil ölmüş.) - The dead of winter is a difficult time for many people.
(Kışın ortası birçok insan için zor bir zamandır.) - The detective was investigating a murder case involving a dead body.
(Dedektif, ölü bir bedeni içeren bir cinayet davasını araştırıyordu.) - The company announced that it would be laying off a number of dead weight employees.
(Şirket, birkaç ölü yük çalışanını işten çıkaracağını açıkladı.) - The comedian’s joke fell flat and was met with dead silence.
(Komedyenin şakası düz kaldı ve ölü sessizlikle karşılandı.) - The dead of night is when most crimes occur.
(Gece yarısı birçok suçun işlendiği zamanlardan biridir.) - The company’s sales have been dead for the past few months.
(Şirketin satışları son birkaç aydır durmuş durumda.) - The dead sea is so salty that nothing can survive in it.
(Ölü Deniz o kadar tuzludur ki hiçbir şey orada hayatta kalamaz.) - The driver narrowly avoided hitting a dead animal on the road.
(Sürücü, yolda ölmüş bir hayvana çarpmaktan kıl payı kurtuldu.) - The film was so boring that it left the audience feeling dead inside.
(Film o kadar sıkıcıydı ki izleyicileri içten içe öldü hissi bıraktı.) - The actress was able to convincingly play a dead body in the crime scene.
(Aktris, suç mahallinde ölü bir beden olarak ikna edici bir şekilde oynayabildi.) - The dead of night is the perfect time for ghost stories.
(Gece yarısı hikayeleri için ölü zaman mükemmel bir zamandır.) - The rock band’s music was so loud it felt like it could wake the dead.
- The funeral procession moved slowly down the street, honoring the dead.
(Cenaze alayı ölüleri saygıyla anarak sokakta yavaşça ilerledi.)
Hemen Yorum Yaz