
Mostly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Mostly Kelimesi
Mostly kelimesi, “çoğunlukla” anlamına gelir. İngilizce cümlelerde, bir şeyin çoğunlukla ne şekilde gerçekleştiğini veya ne şekilde olduğunu belirtmek için kullanılır.
Örnek cümleler:
- Mostly sunny weather is expected for the next few days. (Önümüzdeki birkaç gün boyunca çoğunlukla güneşli hava bekleniyor.)
- My dad mostly listens to classical music. (Babam çoğunlukla klasik müzik dinler.)
- We mostly go out to eat on weekends. (Hafta sonları çoğunlukla dışarıda yemek yiyoruz.)
- The store is mostly empty this time of day. (Mağaza bu saatlerde çoğunlukla boştur.)
- He mostly wears black clothes. (O çoğunlukla siyah giysiler giyer.)
- The restaurant is mostly known for its seafood dishes. (Restoran, deniz ürünleri yemekleri ile çoğunlukla tanınır.)
- I mostly use my phone for texting and checking emails. (Telefonumu çoğunlukla mesajlaşmak ve e-postaları kontrol etmek için kullanıyorum.)
- The park is mostly frequented by families with young children. (Park çoğunlukla küçük çocuklu aileler tarafından ziyaret edilir.)
- The movie is mostly in French, but there are some parts in English. (Film çoğunlukla Fransızca ama bazı kısımları İngilizce.)
- They mostly serve pizza and pasta at the restaurant. (Restoranda çoğunlukla pizza ve makarna servis ediyorlar.)
- The museum’s collection is mostly focused on contemporary art. (Müzenin koleksiyonu çoğunlukla çağdaş sanata odaklanmıştır.)
- Mostly, people in this area are friendly and welcoming. (Bu bölgedeki insanlar çoğ
- The weather in this city is mostly mild, with occasional heatwaves in the summer. (Bu şehirde hava çoğunlukla ılıman, yazın bazen sıcak dalgaları oluyor.)
- I mostly use public transportation to get around the city. (Şehirde gezinmek için çoğunlukla toplu taşımayı kullanıyorum.)
- The store sells mostly organic produce. (Mağaza çoğunlukla organik ürünler satıyor.)
- She mostly works from home, but sometimes goes into the office. (O çoğunlukla evden çalışıyor, ancak bazen ofise gidiyor.)
- This restaurant is mostly popular with tourists. (Bu restoran çoğunlukla turistler arasında popüler.)
- The company’s profits are mostly from its international sales. (Şirketin karı çoğunlukla uluslararası satışlarından geliyor.)
- The book is mostly about the history of the region. (Kitap, bölgenin tarihine çoğunlukla odaklanıyor.)
- I mostly wear sneakers because they’re comfortable. (Rahat oldukları için çoğunlukla spor ayakkabı giyerim.)
Türkçe karşılıkları: çoğunlukla, genellikle, büyük çoğunlukla, esas olarak, özellikle, temel olarak.
Hemen Yorum Yaz