Daydreamer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Daydreamer Nedir?
Daydreamer, Türkçe’de hayalperest anlamına gelir. Bir kişinin gerçek dünyanın dışında hayal dünyasında yaşamaya meyilli olması anlamına gelir.
Örnek Cümleler:
- As a daydreamer, she often loses track of time while lost in her thoughts. (Bir hayalperest olarak, düşüncelerinde kaybolurken sıklıkla zamanı kaybeder.)
- He’s a daydreamer, always lost in his own thoughts. (O, her zaman kendi düşüncelerinde kaybolan bir hayalperest.)
- Being a daydreamer, she often imagines what it would be like to live in a different world. (Bir hayalperest olarak, farklı bir dünyada yaşamanın nasıl olacağını sık sık hayal eder.)
- As a child, he was a daydreamer and often got lost in his own imaginary world. (Çocukken, o bir hayalperestti ve sıklıkla kendi hayal dünyasında kaybolurdu.)
- Being a daydreamer, she often comes up with creative ideas for her artwork. (Bir hayalperest olarak, sanat eserleri için yaratıcı fikirler bulur.)
- She’s a daydreamer and sometimes forgets what she was supposed to be doing. (O, bir hayalperest ve bazen ne yapması gerektiğini unutur.)
- As a daydreamer, he often found himself lost in thought during class. (Bir hayalperest olarak, sınıfta düşüncelerinde kaybolurdu.)
- Being a daydreamer, he often found himself lost in his own world. (Bir hayalperest olarak, kendini sıklıkla kendi dünyasında kaybolmuş olarak bulurdu.)
- She’s a daydreamer who enjoys getting lost in her own thoughts. (O, kendi düşüncelerinde kaybolmayı seven bir hayalperest.)
- Being a daydreamer, she often forgets about reality and gets lost in her own imagination. (Bir hayalperest olarak, gerçekliği unutur ve kendi hayal gücünde kaybolur.)
- He’s a daydreamer who likes to think about the possibilities of the future. (O, gelecekteki olasılıkları düşünmeyi seven bir hayalperest.)
- As a daydreamer, she often loses focus during conversations. (Bir hayal
perest olarak, konuşmalar sırasında odaklanmayı kaybeder.)
- She’s a daydreamer who loves to imagine herself in different scenarios. (O, farklı senaryolarda kendini hayal etmeyi seven bir hayalperest.)
- Being a daydreamer, he often comes up with unrealistic ideas. (Bir hayalperest olarak, gerçekçi olmayan fikirler bulur.)
- As a daydreamer, she often feels like she’s in her own world. (Bir hayalperest olarak, kendini kendi dünyasında hisseder.)
- Being a daydreamer, he often forgets about his surroundings. (Bir hayalperest olarak, çevresini unutur.)
- She’s a daydreamer who finds inspiration in her own thoughts. (O, kendi düşüncelerinde ilham bulan bir hayalperest.)
- As a daydreamer, he often gets lost in his own daydreams. (Bir hayalperest olarak, sıklıkla kendi hayallerinde kaybolur.)
- Being a daydreamer, she often comes up with new ideas for her writing. (Bir hayalperest olarak, yazısı için yeni fikirler bulur.)
- He’s a daydreamer who believes in the power of imagination. (O, hayal gücünün gücüne inanan bir hayalperest.)
Türkçe karşılıklar:
- Bir hayalperest olarak, düşüncelerinde kaybolurken sıklıkla zamanı kaybeder.
- O, her zaman kendi düşüncelerinde kaybolan bir hayalperest.
- Bir hayalperest olarak, farklı bir dünyada yaşamanın nasıl olacağını sık sık hayal eder.
- Çocukken, o bir hayalperestti ve sıklıkla kendi hayal dünyasında kaybolurdu.
- Bir hayalperest olarak, sanat eserleri için yaratıcı fikirler bulur.
- O, bir hayalperest ve bazen ne yapması gerektiğini unutur.
- Bir hayalperest olarak, sınıfta düşüncelerinde kaybolurdu.
- Bir hayalperest olarak, kendini sıklıkla kendi dünyasında kaybolmuş olarak bulurdu.
- O, kendi düşüncelerinde kaybolmayı seven bir hayalperest.
- Bir hayalperest olarak, gerçekliği unutur ve kendi hayal gücünde kaybolur.
- O, gelecekteki olasılıkları düşünmeyi seven bir
Hemen Yorum Yaz